8 Kasım 2010 Pazartesi

You'll Never Walk Alone



Öncelikle uyarayım bu yazıyı tamamen bir Liverpool taraftarı gözü ile yazıyorum. Şu Amerikalı sahiplerden kurtulduğumuzdan beri (gerçi yeni sahipte Amerika'lı ama bu Hicks ve Gillet'te bir uğursuzluk vardı) takımım hakkında biraz iyi niyetliydim. Futbol doğruların yapıldığı bir oyundur ama biraz şans denen faktörün de size destek olması lazım. Aslında sezon başından beri rezil durumdayız ama son iki haftadır olanlar beni biraz umutlandırıyor. Önce 10. haftada aldığımız Bolton galibiyeti, üstüne UEFA Avrupa Ligi'nde devresine 1-0 yenik girdiğimiz Napoli maçından, büyük kaptan Steve - G'nin performansıyla 3-1 galip ayrılmamız ve dün gelen Chelsea galibiyeti. 


Açık olmak gerek Chelsea'yi böylesine iyi bir oyundan sonra 2-0 yenmek ben dahil tüm Liverpool taraftarını memnun etmiştir. Özellikle ilk yarıda oynadığımız harika oyun gelecek adına hepimize umut verdi. Şu an 9. sıradayız ama 5. sıradaki Newcastle ile aramızda sadece 2 puan var, o da Arsenal sağolsun maçı hediye ettiği için Newcastle'a. Hatta bu kadar kötü başladığımız bir sezonda 11. hafta sonunda 3. sıradaki Arsenal ile aramızda sadece 5 puan olması , 38 maçlık maraton ve 3 puan sistemi göz önüne alındığında çok da abartı bir fark değil. 


Yeni sahibin, Hodgson ile devam edip etmeyeceği bilinmezken, ardı ardına gelen sonuçlar ve hepsinden önemlisi Torres'in yavaş yavaş eskiye dönüyor olması bizi mutlu ediyor. Dün maçın son anlarında Anfield Road "You'll Never Walk Alone" diye inlerken, ekran başında tüylerimin diken diken olmasının bu kadar uzun bir süreen sonra olmasını bir işaret görüyorum. 

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...