Ona kraliçe dedim diye Wozniacki'yi sattığım düşünülmesin. Ama Ana Ivanovic'in yeri bende ayrıdır. Stilini ve tekniğini çok beğendiğim bir oyuncu. Hem allah için gayette güzel bir tenisçi. 2008 yılında Rolland Garros'u kazandığı esnada tüm gözler üzerine çevrilmişti. Haliyle güzellikte bu başarının yanında olduğunda, etrafındaki bir takım insanların yanlış yönlendirmelerinin kurbanı oldu. 2008 yılında kortları sallayan, genç yetenek Ana Ivanovic gitmiş, yerine moda çekimleri spor sitelerinden çok magazin sitelerine haber olan biri gelmişti. felaket geçen 2009 yılınının ardından 2010'da güzel Sırp tenisçi için iyi başlamadı. Sezona 21 galibiyet ve 24 mağlubiyet ile başlayan Ivanovic çok değil 4 ay önce 65. sıradaydı.
Sıralamadaki yeri sorun değildi, onu izleyenler oyununa inanmıyordu. Belki de bayan tenisinin en etkili servis atan oyuncusunun topa vuracak gücü kalmamış gibiydi adeta. Bu zor günlerinde bir zamanlar Steffi Graf''ın da çalıştırıcılığını yapan, Heinz Gunthardt ile çalışmaya başladı. İşte o günden bu zamana gelene kadar Ana Ivanovic'in formunda sürekli bir yükselme olmaya başladı. Her şeyden önce o titrek görüntüsü gitti, vuruşlarını daha emin yapmaya başladı. Bunlarla birlikte gelen galibiyetlerin, güzel tenisçiye güven sağladığı da aşikardı zaten. Sıralamada da sürekli yükselen Ivanovic için tek hedef kalmıştı. WTA şampiyonlar turnuvası.
Wild Card ile davet edildiği turnuvada harika maçlar çıkartan Ivanovic, finalde rakibi Alisa Kleybanova'yı yenerek şampiyonluğa ulaştı. Öyle ki maç sonunda rakibi Alisa " Ana, müthiş bir hafta geçirdi" diyerek rakibinin performansına dikkatleri bir kez daha çekti.
Bundan sonrasında ne olur bilmiyoruz, temennimiz sakatlık belasının bu güzel tenisçiden uzak durması. 65.sıraya kadar gerilediği sıralamayı 17.sırada bitirecek olması Ivanovic için doping etkisi yapacaktır mutlaka. Benim en büyük dileğim kendisini seneye Türkiye'de yapılacak Sezon Sonu turnuvasında görebilmek. Olmaması için bir neden yok...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder