31 Ağustos 2009 Pazartesi

Marsel Tarih Yazmaya Devam Ediyor


US OPEN gibi bir grand slam trunuvasına giriyorsunuz , dünya sıralamasında 230. sıradasınız , ön eleme de cidden kuvvetli sayılabilecek 3 rakibinizi eleyip ana tabloya çıkıyorsunuz. Bunu başaran ikinci tenisçi olarak tarihe geçiyorsunuz bu arada. Sonra karşınıza Christophe Rochus gibi bu tip turnuvalarda üst turlara çıkmasa da her daim ana tablo'da bir iki tur atlayan, dünya sıralamasında 72. sırada yer alan bir rakip çıkıyor, onu da nefes kesen bir mücadele sonunda 3-2 yenerek adınızı 2.tura yazdırıyorsunuz.

Evet bunların hepsini daha 22 yaşındaki tenisçimiz Marsel İlhan başardı. Gerçekten emin adımlarla ilerliyor kariyerinde, şahsım adına teşekkür ediyorum zira turnuvanın resmi internet sitesi başında beni adeta esir etti, tıpkı tv'den takip eder gibi takip ettim maçı. Şimdi sırada dünya sıralamasının 55 numaralı Amerikalı oyuncusu John Iser var. Umud edelim ki maç yayının olduğu kortlardan birinde olsun ve EUROSPORT tarafından verilsin.

La Vuelta'nın Güzellikleri


Fotoğraf La Vuelta(İspanya Bisiklet Turu)'nın ikinci etabına ait. Assen -Emmen arası geçilen 203km'lik bu etap isminden de anlaşılacağı gibi bir Hollanda kasabası olan Assen'den başlıyor. Aynı zamanda yarışın ilk yol etabı olan bu etabı Alman Gerald Ciolek 4:43:12 ile birinci bitirdi. Genel klasmanda ise İtalyan Fabian Cancellara, Ciolek'in yaklaşık 8 sn. önünde liderliğini sürdürüyor.

Tour De France'dan sonraki en önemli, bisiklet yarışı organizasyonlarından olan La Vuelta'da çekişme son ana kadar süreceğe benziyor. Bu turu izleyen seyircilere de , bu çekişmenin keyfini sürmek kalıyor , bir de yukarıda ki gibi bu keyfi fotoğraf karesine taşıyıp ölümsüzleştirmek...


29 Ağustos 2009 Cumartesi

Marsel En Sonunda Ana Tabloda


Marsel İlhan. Tanımayanlar için söyleyelim 22 yaşındaki başarılı tenisçimiz ATP sıralamasında şu an 230. sırada , geçen yıl Wimbledon'da ana tabloya çok yaklaşmıştı ama olmamıştı. Marsel sabrının ve sıkı çalışmasının ödülünü bugün US OPEN 3. ön eleme turunda karşılaştığı Brezilya'lı Mello'yu 6-4 ve 6-2'lik setlerle yenerek ana tabloya yükselerek aldı. Türk tenis tarihinde bu başarıya ulaşan ikinci tenisçi oldu Marsel böylece. Umutlu bir yolculuğun başındayız henüz, inşallah Marsel'i ilerleyen yıllarda doğrudan ana tablodan girerken göreceğiz bu tip turnuvalara.

Kaybetmenin de İyi Yanları Vardır



Elena Isinbayeva Dünya Şampiyonası'nda sıfır çektiği zaman gözyaşları için de Eurosport'a verdiği röportajda belki de kaybetme zamanım gelmişti demişti. Ancak kaybetmenin şokunu hızlıca atlatmış Isinbayeva , bu gece yapılan Golden League'in Zürih ayağında 5.06 ile dünya rekoru kırarak jackpot şansını devam ettirdi. Açıkçası o ağlamaklı halinden sonra Isinbayeva'nın bu gülen yüzünü tekrar görmek bir atletizmsever olarak beni ziyadesiyle memnun etti.

26 Ağustos 2009 Çarşamba

Şampiyon'un Dönüşü





Berlin'in en spekülatif isimlerinden biri olan Caster Semenya Güney Afrika'ya dönüşünde dillere destan bir şekilde karşılandı. Erkek mi Kadın mı tartışmaları devam ederken , Semenya'ya en büyük destek halkından geldi...

25 Ağustos 2009 Salı

Vefa Semt Adı Değilmiş


Damir Mrsic. Bir basketbol efsanesi desek yanlış olmaz herhalde 39 yaşına rağmen halen daha performansıyla parmak ısırtan bir oyuncu. Fotoğraf kendisinin web sitesinden alınma, tam 4 yıl önce verdiği sözü tuttuğunu taraftarlara böyle açıklamayı tercih etmiş Mrsic. Hani hep derler ya Vefa bir semt adıymış diye, Damir Mrsic için bunu söylemek pek mümkün değil, zira bu verdiği sözü tutmasına yardımcı olan bir kulübü var. Karşılıklı bir vefa söz konusu yani. Neticede tam bir şut makinası olan Damir Mrsic'i bu sezon son kez izleyeceğiz. Sizi bilmem ama ben onu son kez izleyecek olmanın, keyfini dibine kadar çıkartacağım...

Kinsey İle Yine, Yeni, Yeniden





Tarence Kinsey 1 senelik aranın ardından 2+1 yıllık anlaşma ile Fenerbahçe Ülker'e geri döndü. Şimdi Fenerbahçe taraftarlarının aklında tek soru var. 4 numarada sadece Mirsad'la mı oynayacağız gene ?

Acımasızca Eleştirmek



Aslında bugün dünya şampiyonasının ardından genel bir değerlendirme yapacaktım ama SABAH gazetesinde sayın Ali Erdoğan'ın yazısını görünce cinlerim tepeme çıktı. Tamam hatalar var ama Berlin'e kadar gidipte başarıları bu derece küçük görmek neyin nesi oluyor anlamadım.

öncelikle yazıda yanlış olan bazı şeylere değinelim.


1- Karin Melis Mey' için gelmeden önce 6.93 atlıyormuş da şimdi 6.80 ile madalya almış vs. demiş. 6,93 bu kızın en iyi derecesi daha sonraki atlayışlarına bakarsan o civara daha yeni çıktığını görürsün daha bir ay önce 6,87 atladı bu kız.. laf olsun torba dolsun diye söylenmiş 7.33 atlayan Lebedeva 6,77'yi geçemedi bu şampiyonada o zaman Rus'lar ona ne dese yeridir yani...

2- Koskoca yazıda Nevin Yanıt'ın başarısından bir kelime bile söz etmemiş o kadar gittiniz Berlin'e bunu da mı göremediniz. Dünya'nın bu alandaki en formda atletinin Eurosport yorumcusu olarak geldiği Berlin'de Nevin Yanıt gene yarı final koştu, tıpkı Helsinki'de ve Pekin'de olduğu gibi.

3- Fatih Avan'ın ilk hakkında 78.12 attığından, daha sonraki haklarından birinin şiddetli yağmurda attığından, daha sonra 1 saat ara verilip son hakkına çıktığından bahsetmemiş...

4-Alemitu Bekele'nin sakat sakat yarıştığını, çok fazla sakatlık sorunu olduğu için Alemitu'yu da yarışmadan çekmediğimizi atlamış, Aslı Çakır'ın sakatlıktan çıkıp yarıştığını söylememiş direkt 1500 koşsa belki daha başarılı olacaktı..

Yazıda katıldığım tek nokta Türkan Erişmiş'in sakatlığı konusundaki eleştirisi. Halil Akkaş'ın sakatlığı Halil'den daha çok kimseyi kahretmemiştir sanırım.

Yapılacak çok iş var ama iyi kötü meyve veren ağacı taşlamanın da anlamı yok...

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Berlin'in Tek Yıldızı BERLINO


Son zamanların en renkli ve en heyecanlı Atletizm Dünya Şampiyonasını geride bıraktık. Alman'ların hakkını vermek lazım, harika bir organizasyon yapmışlar. Organizasyonun en önemli yıldızı ne Bolt ne de Bekele'ydi...Sempatik maskot Berlino kesinlikle organizasyona damga vurdu , buyrunuz bunlarda benim seçtiğim en hoş Berlino fotoğrafları



Berlino 100m için hazırlanıyor

Berlino vs. Usain BOLT

Robert Harting ve ilginç madalya sevinci!!


Berlino ve Steffi Nerius altın madalya'yı kutluyor



23 Ağustos 2009 Pazar

Karin Melis Mey Umut Verdi


Uzun atlama bizim atletizmde yabancı olduğumuz bir branş (hoş gerçi olmadığımız hangi branş var ki o da ayrı konu )

Geçen yıl Fenerbahçe Spor Kulübü tarafından transfer edilen ve daha önce hiçbir büyük yarışmada Güney Afrika'yı temsil etmediği için izin prosedürüne ihtiyaç duyulmadan milli formayı giydirebildiğimiz Karin Melis Mey, olimpiyatlarda yaşadığı şanssızlığın ardından bu sezonu çok iyi geçiriyordu. En son Leverkusen'de 6.87m ile Türkiye rekoru kırması bugünlerin habercisi gibiydi adeta. Karin Melis Mey bugün finallerde 6.80m atlayarak, her ne kadar sezonun en iyi derecesini yapamasa da, biraz da rakiplerinin (Naida Gomes ve Kucherenko) formsuzluğuyla Dünya Atletizm Şampiyonasında bronz madalyaya ulaştı. Aslında bu madalyanın Türkiye'nin bugüne kadar şampiyona tarihinde kazandığı 3.madalya olduğunu düşünürsek başarının büyüklüğü ortada oluyor.

Teşekkürler Fenerbahçe ve Teşekkürler Atletizm Federasyon'u bu derece yetenekli bir sporcuya Türkiye forması giydirmeyi başarabildiğiniz için.

22 Ağustos 2009 Cumartesi

Bunlar da Bizim Şampiyonlar
















Gizem Girişmen. Adını ilk kez geçen yıl Pekin'de yapılan Paralimpik oyunlarında kazandığı altın madalya sonrası duymuştum. İşte gizem bir başka büyük başarıya daha takım arkadaşı Mustafa Ak ile imza attı ve Çek Cumhuriyeti'nde yapılan Bedensel Engelliler 7. Dünya Okçuluk Şampiyonası’nda ülkemize altın madalya kazandırdılar.

Gizem böylece Olimpiyat Şampiyonu ünvanının yanına bir de Dünya Şampiyonu ünvanı eklemiş oldu. Gerçi kendileri bu satırları okurlar mı bilmiyorum ama , her ikisini de can-ı gönülden tebrik etmek istiyorum zira bu ülkede futbol,basketbol, voleybol dışındaki olimpik branşlarda yaşanan başarısızlığın önündeki asıl engelin, bedende değil zihinde olduğunu iki senedir hepimize gösterdikleri için. Yolunuz açık olsun Gizem ve Mustafa....

Ey Rekor Sen Nelere Kadirsin


Anita Wlodarczyk Bayanlar Çekiç Atmada 77.96m ile yeni dünya rekorunun sahibi oldu ve Berlin'den evine altın madalya ile dönmeye hak kazandı. İşin garibi Anita bu dereceye ikinci hakkında ulaştı ve rekorun verdiği heyecanla sevinirken ayağını burktuğu için diğer haklarını kullanamadı. Sonuçta onu geçen biri çıkmadığı için çok sorun olmadı bu sakatlık. Bu arada 77.96m inanılmaz bir rekor zira Anita bu dereceyi Erkekler Çekiç Atma serisinde yapsaydı dördüncü sırayı alacaktı ve bronz madalyayı ise sadece 13 cm. ile kaçırmış olacaktı.

Sahi bizim bir zamanlar 81.45 atan atletimiz Eşref Apak 70m'yi zor bulmuştu di mi bu Dünya Şampiyonası'nda!!!

Berlin'de Doğan Yıldızlar : Dani Samuels




Dani Samuels. Henüz 21 yaşında, disk atma'da gelecek vaadeden bir atletti. Kimse ondan Dünya Şampiyon'luğu beklemiyordu ancak 65.44'lük derecesi kariyerinin en iyi atışını yaptı ve şampiyon oldu.

Peki bu işin enteresan kısmı ne diye soracaksınız. Dani Samuels sırasıyla 2005'te Marakeş'te yapılan Dünya Gençler Şampiyonası'nda şampiyon oldu, 2006 yılında Pekin'de yapılan Dünya Yıldızlar Şampiyonası'nda da şampiyon olmuş , aradan 3 yıl geçti bu yıl Belgrad'da yapılan Dünya Üniversite Oyunları'nda da şampiyon olmuş Dani Samuels.

Ve şimdi de Dünya Şampiyonu ünvanı ile dönüyor Berlin'den...

Olimpik Stad Dediğin




Fotoğraf 12. Dünya Atletizm Şampiyonası Bayanlar Uzun Atlama Elemeleri sırasında çekilmiş, Berlin Olimpiyat Stadını panoromik olarak çok güzel gösteren bir fotoğraf aynı zamanda. İnsan bu stada baktıkça, Atatürk Olimpiyat Stadının olimpik bir stad olduğundan şüphe ediyor cidden

21 Ağustos 2009 Cuma

Zafer Dansı : Vlasic'in Dönüşü


Blanka Vlasic...İstisnasız Yüksek Atlama'nın en başarılı isimlerinden biri... Geçen yıl Pekin'de hepimizi şoke ederek Tia Hellebaut'a geçilmişti. Bu sene de çok formda olmasına rağmen Roma'da Arianne Friedrich'e geçilmişti. Herkesin kafasında acaba Vlasic, Friedrich'e geçilir mi diye bir soru vardı... Elbette tribündeki Alman'ların hepsi bunu istiyordu ancak Vlasic 2.02'de biraz heyecan katsa da, 2.04'e çekilen çitayı ikinci hakkında geçerek ele geçirdiği avantajını sonuna kadar kullandı.

Ve sonrası bilindik zaten 2.04'ü geçti önce seyirciye , biraz da gönderme yaparcasına, sesinizi duyamıyorum gibilerinden bir işaret yaptı, sonra her zaman ki zafer dansını yaptı... Vlasic bir kez daha bu dalın en büyüğü olduğunu kanıtladı ancak Friedrich ile aralarındaki çekişmenin profesyonel spor hayatları bitene kadar süreceği de kesin...

20 Ağustos 2009 Perşembe

Ya Erkek Çıkarsa ?




Adı Caster Semenya. Henüz 18 yaşında. Berlin'de yapılan Dünya Şampiyonası'nda 800m Bayanlar'da çok rahat bir şampiyonluk elde etti. Kendisine yeni Maria Mutola deniliyor şimdiden. E diyecekseniz ki ne var bunda garip olan. IAAF yaklaşık 3 hafta önce Afrika Federasyonu'ndan Semenya için cinsiyet testi yaptırmasını istedi. Sonuçların 2-3 hafta içinde açıklanacağı söyleniyor, ancak gelen itirazlara rağmen IAAF Semenya'nın kadınlar kategorisinde yarışmasına izin verdi.

Akıllarda tek soru var "Ya Erkek Çıkarsa?". Ben ise başka soruya dikkat çekiyorum "Ya Çıkmazsa ?". 1:55.45 ile rakiplerinin çok önünde rahatça yarışı kazanan Semenya'nın kısa bir süre içerisinde 1983'den bu yana kırılamayan Jarmila Kratocvilova'ya ait olan 1:54.68'lik rekoru , çok daha ileriye taşıması muhtemel.

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Berlin'den Bir Bekele Geçti


Şüphesiz Usain Bolt atletizm'in yeni ve en etkili reklam yüzü ancak en az Bolt kadar efsanevi bir sporcu daha Berlin'e damga vurdu. Kenenisa Bekele'den bahsediyorum. 5000 ve 10.000m.'nin tartışmasız en iyi atletlerinden biri olan Bekele, Berlin'de 26:46:31 ile şampiyona rekoru kırarak altın madalyaya uzandı.

Bekele'nin hayat hikayesini uzun uzun yazamam ama satır başlarını vercek olursak efsane kelimesinin nasıl yerine oturduğunu göreceğiz.

Henüz 22 yaşında iken Atina'da Sileshi Sihine'yi, Zersenay Tadesse'yi ve büyük usta Haile Gebrselassie'yi geçerek olimpiyat şampiyonu oldu. Ardından çok trajik bir olay sonucu aynı zamanda nişanlısı olan atlet alem techale'yi kaybetti. (antrenman yaptıkları sırada kalp krizi geçirdi). 2005 Helsinki Şmapiyonasından önce yarışmayı bırakacağını açıkladı, sonra karar değiştirdi Helsinki'den de altın madalaya ile döndü . 2008 Pekin'de tavan yaparak hem 5000 hem de 10.000'de olimpiyat rekoru kırarak altın madalya kazandı. Ve bugüne geldiğimizde sürekli belli bir tempoda götürdüğü yarışı, son 400m'de attığı müthiş deparla-sanki 9600m'yi hiç koşmamış gibiydi- rahatça kazanarak adını bir kez daha dünya şampiyonu olarak adını yazdırdı tarihe...

Sabrın Sonu Selamet




Anna Rogowska belki de sırıkla atlamada dünya atletizmine gelmiş en iyi atletlerden biri ama en büyük şanssızlığı Elena Isinbaeva gibi bir atletizm efsanesi ile aynı dönemde yarışıyor olmaktı. Olmaktı diyorum zira Elena Isinbaeva'nın o her zaman görmeye alıştığımız kendinden emin tavrı bu sefer biraz pahalıya patladı ... İlk hakkında 4.75'i geçemeyen Rus atlet , tekrar aynı yüksekliği denemeyerek 4.80'e geldi. Sonuç 3 hakkında da başarısız olup "sıfır" çeken dünya rekortmeni atlet eve eli boş döndü.

Bunca yıldır Isinbaeva'nın arkasında elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan Anna Rogowska, belki de bu sabrının karşılığını dünya şampiyonasında aldığı altın madalya ile buldu.

4 Ağustos 2009 Salı

Bir Kupanın Fotoromanı (Vamos Bien, Vamos Fener)


Evren Kaptan'ın önderliğinde bir yolculuğa daha çıkıyoruz.



Vamos Bien halen tatilde ama tetikte olan kadrolar mevcut.





Ulaşımımız protelaryadan hallice.




Kitlelerin ayak sesleri yavaş yavaş yaklaşmakta.





Güzel günler göreceğiz çocuklar, ihtiyaç duyduğunuz kudret damarlarınızdaki kan grubunda fazlasıyla mevcut.







Kendilerini bekleyen meşakkatli saatlerin bilincinde olan Vamos Emekçileri bedenlerini minderlere serilerek zinde tutuyor.





Mücadelenin vazgeçilmezi, tuzu biberi propaganda gereçleri...




Savaşımın vakur neferleri...








Genç Bien gözlerini geleceğe sabitlemiş vaziyette...



Tribüne olan ödevimiz başarıyla ifa edilmiş durumda...







Renktaşlarla omuz omuza....







Devre arası: fırtınadan önce sükunet...



Ve galibiyet... Ve KUPA: rakip tribünlerin son sürrat boşalması seyretmenin hazzı...




İste Kölen Olayım...




Samanyolu...




İyi geceler İstanbul'un sınırlarındaki stad. Bir sonraki kupa finali ne zamansa o zaman yeniden görmeye gelecek seni Vamos Bien.




(bu güzel fotoromanı hazırlayan Vamos Bien'e teşekkür ederim)

3 Ağustos 2009 Pazartesi

Fotoğraf İtalya'da kampta bulunan A Milli Basketbol takımımıza ait , stres atmak için yaptıkları futbol maçının sonucu seri penaltı atışları ile belirlenmiş son penaltı sonrası kazanan takım penaltıyı kurtaran Fatih Solak'a koşarken yakalanmışlar objektife. Gördüğüm şey Japonya'daki havanın yakalandığı ve bu sefer daha iyi bir kadro ile gidiyoruz Polonya'ya...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...