9 Eylül 2010 Perşembe
Tarih Yazıyoruz
Dün akşam eve geç geldik. Malum bayram sabahı erken kalkmaca namaz vs. olayı da olunca, yazıyı şimdiye erteledim. Gerçi iyi oldu galibiyeti iyice sindirip yazıyoruz. Slovenya değerlendirmem de öngördüğüm hiç bir şey gerçekleşmedi. Mutluyum bu sebeple.
ilk çeyreğin ortasından itibaren resmen kilitledik Slovenya'yı. O kadar ki Slovenya'nın en kilit isimleri olan Lakovic- Dragic ikilisi 4 sayıda kalmıştı. İnanılmaz yüzdeli üç sayı attık, kimileri buna şans diyebilir. Ama yakaladığımız pozisyonların çoğunluğu iyi top çevirme sonucu yakalanan boş üç sayılardı. 24 asist yapmışız takım halinde, bu zaten her şeyi özetliyor. Slovenya'yı 71 sayının altında tutmak lazım diyordum, son dakikalardaki gevşememizi saymazsak 55 sayıda tuttuk adamları resmen. Şaka gibi gerçekten. İnanılmaz bir savunma direnci, inanılamz bir efor vardı sahada.
Uzun uzun yazmanın mantığı yok, sahada basketbol adına her şeyi sonuna kadar yapan bir takım var çünkü. Bu tablonun mimarı olan başta Coach Tanjevic ve idari kadro olmak üzere, tüm oyunculara teşekkürlerimizi gönderiyoruz. Ülke basketbol tarihimizin en büyük derecesine sahibiz şu anda. Oturup bunun keyfini çıkartalım. Dün salonda gördüğüm Sırplar, maçtan önce Türkiye kazansın istiyorlardı. Maçtan sonra suratları beş karıştı, onların da gözünü korkuttuk artık.
nba.com editörlerinden John Schuhman'ın düne ilişkin notlarından çarpıcı bir bölümü paylaşmak istiyorum sizinle. Dün akşamki taraftarı en iyi özetleyen şey bu.
"Once again, the Turkish crowd was as big a story as the play on the floor. The singing lasts from an hour before game time until after the players have left the floor. And tonight, there was even singing in the mix zone"
Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler, 12 DEV ADAM'ın peşindeyiz, hedefimiz final.
Etiketler:
basketbol,
fiba 2010 world championship
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder