Twitter'a eklenen bir link sayesinde gördüm haberi, okuyunca dona kaldım. Bu nasıl bir konuşma şekli, bunlar nasıl insan. Noktasına virgülüne dokunmadan aşağıda yer alıyor haber.
Yine Son Kale programındayız!..
Bir tarafta vücuduna 7 ayrı bıçak darbesi almış, ameliyattan çıkmış teknik direktör Yüksel Yeşilova... Diğer tarafta Çiçek Pasajı’ndan çıkıp stüdyoya gelmiş (!) yorumcu Erman Toroğlu...
Yüksel hoca, savunmasını yapmak için programa bağlanıyor... İlginç olan ne Toroğlu ne Reha Muhtar ne Ahmet Çakar bir “Geçmiş olsun hocam, durumunuz nasıl?” deme tenezzülü göstermiyor!.. 7 ayrı bıçak darbesi almış o teknik direktöre, hakaretleriyle bir bıçak darbesi de onlar saplıyor.
Öyle ki, hocanın fotoğrafı ekrana konduğunda Toroğlu, bir Çakar’a bir ekrandaki Yüksel hocanın fotoğrafına bakıp “Ahmet, hakikaten de bunda .... tipi var!” dercesine bıyık altından pis pis gülüyor. İşte sonrası...
Toroğlu : Sizin teknik direktörlük diplomanız ne?- A diploması
Toroğlu: Peki Mersin İdmanyurdu’nu nereden buldunuz, siz mi buldunuz, onlar mı sizi buldu ?
-Hocam bu nasıl soru ?
Toroğlu: Orada teknik direktörlük yapmak için kimi buldun, kimi aracı soktun?
-Kimseyi sokmadım.
Toroğlu: Haaa! Onlar seni buldular ha, çok başarılı olduğun için öyle mi?
- Bilmiyorum, onu başkanımıza sorsanıza ?
Muhtar: Peki hocam sağlık durumunuz nedir ?
- Yeni ameliyattan çıktım.
Çakar: Ne ameliyatı ya, anestezi mi narkoz mu oldunuz?
- Evet. 7-8 bıçak yarası var vücudumda. Ameliyat oldum.
Toroğlu: Peki 7-8 bıçak yiyene kadar hiç tepki göstermediniz mi?
- Bu ne biçim soru ya...
Toroğlu: Sayın valim “Sadece sıyrık var” dedi de, ilginç geldi...
- O zaman valim tam bilgi alamamış.
Toroğlu: Siz bu futbol aleminde kalmaya devam edecek misiniz?
- Bu ne biçim soru.
Toroğlu: O biçim soru...
Toroğlu: Yüksel bey siz bir yerde futbol oynadınız mı?
- Hayır oynamadım efendim.
Toroğlu: Peki futbol oynamamışsın, hakemlik yapmamışsın nereden çıktın be kardeşim?
- Anlamıyor musunuz beni.
Toroğlu: Ya kardeşim sen gittin Romanya’dan dandik bir diploma mı aldın kardeşim?
- Ya nasıl konuşuyorsunuz...
Çakar: Yüksel bey siz şu anda otelde misiniz?
- Ameliyattan çıktım diyorum size daha yeni, yoğun bakımdayım siz benimle dalga mı geçiyorsunuz?
Çakar: Bana bak bana bi defa sen adam gibi konuş. Bu biiir. İki; bir defa yalan söylüyorsun, ameliyattan çıkmış bir adama cep telefonu vermezler.
Toroğlu: Sende kabahat yok seni oraya Mersin’e teknik direktör yapanda kabahat. Onu bir bulsam da konuşsam.
Yardımcı antrenör: Hocam ameliyattan çıktı, narkozun etkisinde lütfen böyle yapmayın.
Çakar: Siz kimi kandırıyorsunuz, ne ameliyatı ne narkozu, siz bizi aptal mı zannediyorsunuz, ameliyattan çıkmışmış...
Ve ardından Samsun Valisi Hüseyin Aksoy programa bağlanarak Yüksel Yeşilova’nın ciddi bir ameliyat geçirdiğini ve vücudunda 7 ayrı yerden bıçak darbesi aldığını doğrular. Toroğlu ve arkadaşları bir anda “moroğlu” oluverir!
Çıt çıkmaz stüdyodaki üç efsane yorumcudan. Özür de dileme ihtiyacı duymazlar.
Toroğlu’nun “dandik diplomalı” muamelesi yaptığı o teknik adam... Üç lisan bilen, Romanya 2. lig şampiyonluğu yaşamış, Türkiye’de 2, Almanya’da 1, Romanya’da 3 takımda teknik direktörlük yapmış, Hollanda’dan kondisyoner öğretmenlik diploması almış, UEFA Pro A lisansı bir teknik adamdır.
Kaldı ki kariyerinde bunlar da olmayabilirdi.
Teknik direktörlüğü, kariyeri, tecrübesi her şey bir tarafa...
7 bıçak darbesi yemiş, ölümle burun buruna gelmiş, iki saat ameliyatta kalmış, hala acı çeken bir insan o... İnsanda biraz vicdan olur...
Toroğlu, 10 dakika öncesi Yüksel Yeşilova’nın yeğeni Murat’ın “O bir zamanlar minibüs şöförüydü” demesinden yola çıkarak hiç tanımadığı bir teknik adama karşılık “dandik teknik adam” muamelesi yapma gereği duyar.
“Minübüs şöröfünden de teknik direktör olur mu?” dercesine ona hakaret üstüne hakaret eder... Belki de birilerinin kendisine, “Kabzımaldan da televizyon spor yorumcusu olur mu?” yaklaşımlarından esinlenerek bu yorumu yapmıştır; bilemeyiz!..
Belki de o Toroğlu, fırsatını bulsaydı, tercümanlıktan gelmiş Mourinho’ya da, mutlaka teknik adam Yüksel Yeşilova’ya yaptığı muameleyi yapardı! Öyle ya... Moruinho’ya da aynı soruları sorardı... “Futbol oynamamışsın be adam, nereden çıktın sen, kimi araya soktun da o takımın başına gittin” derdi...
Şaşırmam.
Yazıklar olsun...
Ama asıl yazık; Toroğlu’nun hocasına, camiasına, dahası kendilerine “Seni oraya hoca yapanın ....!” diyerek hakaret ettiği, aşağıladığı bir yerde sessiz kalan o Mersin İdmanyurdu başkanı ve yönetimine...
Habertürk
Bir tarafta vücuduna 7 ayrı bıçak darbesi almış, ameliyattan çıkmış teknik direktör Yüksel Yeşilova... Diğer tarafta Çiçek Pasajı’ndan çıkıp stüdyoya gelmiş (!) yorumcu Erman Toroğlu...
Yüksel hoca, savunmasını yapmak için programa bağlanıyor... İlginç olan ne Toroğlu ne Reha Muhtar ne Ahmet Çakar bir “Geçmiş olsun hocam, durumunuz nasıl?” deme tenezzülü göstermiyor!.. 7 ayrı bıçak darbesi almış o teknik direktöre, hakaretleriyle bir bıçak darbesi de onlar saplıyor.
Öyle ki, hocanın fotoğrafı ekrana konduğunda Toroğlu, bir Çakar’a bir ekrandaki Yüksel hocanın fotoğrafına bakıp “Ahmet, hakikaten de bunda .... tipi var!” dercesine bıyık altından pis pis gülüyor. İşte sonrası...
Toroğlu : Sizin teknik direktörlük diplomanız ne?- A diploması
Toroğlu: Peki Mersin İdmanyurdu’nu nereden buldunuz, siz mi buldunuz, onlar mı sizi buldu ?
-Hocam bu nasıl soru ?
Toroğlu: Orada teknik direktörlük yapmak için kimi buldun, kimi aracı soktun?
-Kimseyi sokmadım.
Toroğlu: Haaa! Onlar seni buldular ha, çok başarılı olduğun için öyle mi?
- Bilmiyorum, onu başkanımıza sorsanıza ?
Muhtar: Peki hocam sağlık durumunuz nedir ?
- Yeni ameliyattan çıktım.
Çakar: Ne ameliyatı ya, anestezi mi narkoz mu oldunuz?
- Evet. 7-8 bıçak yarası var vücudumda. Ameliyat oldum.
Toroğlu: Peki 7-8 bıçak yiyene kadar hiç tepki göstermediniz mi?
- Bu ne biçim soru ya...
Toroğlu: Sayın valim “Sadece sıyrık var” dedi de, ilginç geldi...
- O zaman valim tam bilgi alamamış.
Toroğlu: Siz bu futbol aleminde kalmaya devam edecek misiniz?
- Bu ne biçim soru.
Toroğlu: O biçim soru...
Toroğlu: Yüksel bey siz bir yerde futbol oynadınız mı?
- Hayır oynamadım efendim.
Toroğlu: Peki futbol oynamamışsın, hakemlik yapmamışsın nereden çıktın be kardeşim?
- Anlamıyor musunuz beni.
Toroğlu: Ya kardeşim sen gittin Romanya’dan dandik bir diploma mı aldın kardeşim?
- Ya nasıl konuşuyorsunuz...
Çakar: Yüksel bey siz şu anda otelde misiniz?
- Ameliyattan çıktım diyorum size daha yeni, yoğun bakımdayım siz benimle dalga mı geçiyorsunuz?
Çakar: Bana bak bana bi defa sen adam gibi konuş. Bu biiir. İki; bir defa yalan söylüyorsun, ameliyattan çıkmış bir adama cep telefonu vermezler.
Toroğlu: Sende kabahat yok seni oraya Mersin’e teknik direktör yapanda kabahat. Onu bir bulsam da konuşsam.
Yardımcı antrenör: Hocam ameliyattan çıktı, narkozun etkisinde lütfen böyle yapmayın.
Çakar: Siz kimi kandırıyorsunuz, ne ameliyatı ne narkozu, siz bizi aptal mı zannediyorsunuz, ameliyattan çıkmışmış...
Ve ardından Samsun Valisi Hüseyin Aksoy programa bağlanarak Yüksel Yeşilova’nın ciddi bir ameliyat geçirdiğini ve vücudunda 7 ayrı yerden bıçak darbesi aldığını doğrular. Toroğlu ve arkadaşları bir anda “moroğlu” oluverir!
Çıt çıkmaz stüdyodaki üç efsane yorumcudan. Özür de dileme ihtiyacı duymazlar.
Toroğlu’nun “dandik diplomalı” muamelesi yaptığı o teknik adam... Üç lisan bilen, Romanya 2. lig şampiyonluğu yaşamış, Türkiye’de 2, Almanya’da 1, Romanya’da 3 takımda teknik direktörlük yapmış, Hollanda’dan kondisyoner öğretmenlik diploması almış, UEFA Pro A lisansı bir teknik adamdır.
Kaldı ki kariyerinde bunlar da olmayabilirdi.
Teknik direktörlüğü, kariyeri, tecrübesi her şey bir tarafa...
7 bıçak darbesi yemiş, ölümle burun buruna gelmiş, iki saat ameliyatta kalmış, hala acı çeken bir insan o... İnsanda biraz vicdan olur...
Toroğlu, 10 dakika öncesi Yüksel Yeşilova’nın yeğeni Murat’ın “O bir zamanlar minibüs şöförüydü” demesinden yola çıkarak hiç tanımadığı bir teknik adama karşılık “dandik teknik adam” muamelesi yapma gereği duyar.
“Minübüs şöröfünden de teknik direktör olur mu?” dercesine ona hakaret üstüne hakaret eder... Belki de birilerinin kendisine, “Kabzımaldan da televizyon spor yorumcusu olur mu?” yaklaşımlarından esinlenerek bu yorumu yapmıştır; bilemeyiz!..
Belki de o Toroğlu, fırsatını bulsaydı, tercümanlıktan gelmiş Mourinho’ya da, mutlaka teknik adam Yüksel Yeşilova’ya yaptığı muameleyi yapardı! Öyle ya... Moruinho’ya da aynı soruları sorardı... “Futbol oynamamışsın be adam, nereden çıktın sen, kimi araya soktun da o takımın başına gittin” derdi...
Şaşırmam.
Yazıklar olsun...
Ama asıl yazık; Toroğlu’nun hocasına, camiasına, dahası kendilerine “Seni oraya hoca yapanın ....!” diyerek hakaret ettiği, aşağıladığı bir yerde sessiz kalan o Mersin İdmanyurdu başkanı ve yönetimine...
Habertürk
Şimdi bu adamları yorumcu diye dinleyen vatandaşta mı kabahat, onları yorumcu diye oraya çıkartan kanalda mı bilemedim.
3 yorum:
bu şerefsizlere kanalında yer veren patronlara diyecek söz bulamıyorum.
Saçmalık,zaten bu üç adamıı oldum olası sevmem !
bunların o teknik direktörden daha beter hale geldiğini görmek umudunu taşıyorum ...
Yorum Gönder