30 Ağustos 2010 Pazartesi

2.Gün ve Yerinden İzlenimler


Öncelikle keyifli bir basketbol günü geçirdik denebilir. Organizasyonun en mantıklı olayı biletlerle dışarı çıkıp, sonra tekrar içeri girebilmemiz. Vakit kaybetmede kısa kısa maçlara değinelim. 

ABD - Slovenya maçı için ne yazsam bilemedim. ABD inanılmaz bir takım. Yıldızı yok bilmem ne falan hikaye hepsi. Deli gibi savunma yapıyorlar, inanılmaz sertler. Es kaza tempoyu biraz arttırırsanız, canınıza okumaya hazırlar, 24 saniye içinde 3 fast break yemeniz de olası zaten. İşte bu şartlar altında ABD rakibini biraz tarttı, baktı Hırvatlardan daha sağlamlar, maçın başında indirdiler darbeyi. Ondan sonra da kafasına göre farkı açıp azaltıyorlar. Slovenler'e gelince. Bu gruptaki en büyük rakipleri Hırvatistan. O sebeple, onları Hırvatlara gör değerlendirmek lazım. Kesinlikle Hırvatlar'dan çok daha formdalar. Kadro yapıları da inanılmaz esnek ve oyun içerisinde değişik varyasyonları uygulamaya müsait. Ve en önemli artıları taraftar. Yani o salonda Türkiye oynasa anca bu kadar destek alırdı. Otoparkta 3 tane karavan bile gördüm. Adamlar o derece inanmış bir şekilde buradalar. Onlarla birlikte maç izlemek büyük keyif cidden. Slovenya'da dikkatimi çeken bambaşka şey Vidmar'ın performansı. Bugün bir ara ABD pota altını resmen domine etti tek başına. O esnada Sloven'lerin tezahüratına biz de sevinerek eşlik ettik. Bizim için değişik bir deneyim oldu, geldiğinden beri üvey evlat muamelesi gören bir oyuncuyu böyle görmek, tezahürat yapmak. Bu arada tuttuğunuz takımın oyuncusu, sahada oynuyorsa inanılmaz keyifle izliyorsunuz onu. Gerçekten farklı bir şeymiş bu. 
Hırvatistan takımı iyi oyuncularda kurulu ama bir türlü ritmini bulamamış gibiler. Maçın ilk yarısını izleyebildik, o esnada gördüğümüz İran'ın kendi çapında zaman zaman Hırvatistan'ı zorladığıydı. Maçın sonunda Hırvatlar açık farkla kazansa da, onlar için hedef maç bugün oynayacakları Slovenya maçı. Slovenya maçının atmosferi çok farklı olur. Türkiye - Yunanistan maçı gibi desek, doğru olur sanırım. O yüzden kesin bir yorum yapmak mümkün değil o maça. Ama şu anda gözüken Sloven takımının bir adım daha önde olduğu şeklinde. 

Brezilya Tunus maçını da 3 çeyrek izleyebildik. Aslında maç Brezilya - Tunus maçından ziyade, Brezilya - Slimane maçı şeklindeydi. 

Şimdi Slimane'nin fotoğrafını özellikle koydum. Henüz 30 yaşında kendisi. Sokakta görseniz basketbolcu demezsiniz ama şiir gibi oynuyor valla. Maç resmen onunla Brezilya arasında geçti. Tunus takımı çok basit hatalar yapmasına karşın, basketbol adına İran'dan çok daha fazla şeyler verdi bize. Muhtemelen yarın İran'ı yeneceklerdir diye düşünüyorum zaten. Brezilya takımı beklediğimden daha tutuktu, Bugün izlediğim Amerika, bugün izlediğim Brezilya'ya da 20 + yapar gibime geliyor. 


 Haliyle bizim maçı izleyemedik. Basın tribününde olup ekranı bize doğru çevirenlere teşekkür ederiz. En azından göz ucuyla bakabildik. Aldığımız galibiyet çok değerli, Yunanistan'da halen daha sıkıntılar devam ediyor, aldığımız haberlere göre Porto Riko karşısında da zorlanmışlar. O sebeple önemli bir galibiyet oldu. Hoş gerçi bizim maçların da havası farklı olur, Yunan oyuncular da ekstra motive çıkacaklardır sahaya ama yenilmeyecek takım değller.

Organizasyona ilişkin de kelamımız var lakin onu sabaha bırakıyorum. İpekçi'den bugünlük bu kadar.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...