27 Kasım 2008 Perşembe

Son Sözü Fener Söyledi

Spor'un bir numaralı kuralı , resmen bitmeden hiçbir şey bitmiş sayılmaz. Bu hakem ile yönetilen oyunlarda son düdüktür, atletizm'de bitiş çizgisini geçmektir (ki o bile garanti olmayabilr atletizm'de)vs. Fenerbahçe dün muhteşem bir ilk yarı oynadı, adeta denize döktü Kosice'yi. Tabi bunda ilk maçın en etkili isimleri olan Cohen ve Spencer'ın etkisiz kalması ve Linda'nın oynamaması da etkili oldu. Linda'nın yokluğunu çok iyi değerlendiren Fenerbahçe, guardların içeriye indirdiği enfes toplarla domine etti boyalı bölgeyi.

İkinci yarı ile birlikte klasik Türk hastalığı nüksetti, oyunu hafife alan Fenerbahçe, karşısında direnen bir Kosice buldu. Cohen ve Spencer'ın biraz daha oyuna girmesi ve ilk yarı neredeyse hiç varlık gösteremeyen Kraayeveld ve benchten gelen Jurcenkova ile sayılar bularak farkı eriten Kosice oldu. Gerçi bu farkın erimesinde Fenerbahçe'nin yaptığı başarısız alan savunmasının da etkisi var dersek yanlış olmaz. Bu arada genç oyuncu melike'nin de hakkını verelim skor olarak olmasa da özellikle savunma da aldığı 3 kritik rebound ile önemli bir katkı yaptı. Son anlara doğru girilirken Ajavon'un ve Esmeral'in çok kritik iki top çalmasıyla kendisine gereken farkı bulan Fenerbahçe, gediklisi olduğu çeyrek finale adını yazdırdı.

Bu galibiyet neden önemliydi , zira bu galibiyetle 2.liği cebine koydu Fenerbahçe , 2.lik demek saha avnatajını elde etmek demek çünkü. Gerçi bu kadarcık seyirci ile nasıl bir avantaj olacaksa o da ayrı konu tabi.

Dünkü performanslarından özellikle bahsetmek istediğim iki isim var. Tamam tüm takım süper oynadı ama Esmeral Tunçluer için apayrı bir yazı yazsak yeridir. Yıllar önce Fenerbahçe forması giydiğinde biraz tatsız bir sezon geçirmişti, ayrılışı da pek tatlı olmamıştı, ancak bugün takımın tartışmasız lideri , sahada takımı sırtlıyor adeta. Benim açımdan ısınamadım Fenerbahçe'ye diyen Esmeral'den , Röportaj verirken taraftarın "Kaldırsın kaldırsınparmak kaldırsın, cimbom'u yenenler parmak kaldırsın" sözüne anında parmağını kaldırarak yanıt veren , Ayhan Şahenk'te soyunma odasında gün 15 Kasım günüdür diyerek manidar göndermeler yapan Esmeral'e gelmiş olması Fenerbahçe'liler için inanılmaz mutluluk verici bir olay.

İkinci özel not Emilie Gomis ile ilgili, saha dışında inanılmaz sempatik bir oyuncu olan Gomis saha içinde özellikle open court'ta yakaladığı zaman, rakipleri için hiç de öyle sempatik bir oyuncu olmuyor. Dün 16 sayı ile oynayan Gomis, maçın en kritik bölümlerinde attığı iki isabetli üç sayılık atış ile hayat verdi Fenerbahçe'ye adeta.

Son bir söz de Linda için , Fenerbahçe Tribünleri onu kraliçe olarak uğurlamıştı, dün de adeta kraliçe gibi karşıladı eski oyuncusunu. Tüm takımın ismi sayıldıktan sonra tıpkı Fenerbahçe'de oynadığı günlerdeki gibi ismi anons edilince çok şaşırdı Linda, tüm tribünlerin alkışlaması ile de mutlu oldu. Demek ki neymiş , iyi de oynasa kötü de oynasa, o formayı hakkıyla taşıyanı Fenerbahçe taraftarı asla unutmazmış.

23 Kasım 2008 Pazar

Bazen Kaybetmek Belki de Kazanmaktır...

Fenerbahçe Acıbadem'in bu sezon şampiyonluk yarışında diğer rakiplerindne bir adım geride kaldığı herkes tarafından kabul edilen bir gerçek. Peki Fenerbahçe Acıbadem'in bu görüntüyü terse çevirmek için yapabileceği ne var. Aslında en büyük avantajı elindeki mücadeleci kadro, belki kağıt üzerinde rakipleri kadar kariyerli iyi isimlerden oluşmuyor ama bazen sonuna kadar mücadeleyi bırakmayan bir takım olması, Fenerbahçe Acıbadem'in diğer rakipleri ile başabaş mücadele edebilmesinin en büyük sebebi.

Şimdi Eczacıbaşı Zentiva maçının değerlendirmesi ile bunun ne alakası va diyeceksiniz. Aslında çok alakası var , muhteşem oynanan bir ilk set , daha sonra üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi oynanan 2. set , sonlarına doğru heyecan fırtınasına dönüşen 3. set... Aslında voleybol adına mücadelenin güzel olduğu bir maç izledik, Fenerbahçe Acıbadem ilk seti kusursuz oynadı nerdeyse. Servisleri etkili kullanarak Eczacıbaşı Zentiva'nın rahat oyun kurmasını engellediler. Bu çok önemliydi çünkü böyle bir rakibe rahat hücum kurma izini verirseniz , sonunuz hüsran olur. Zaten sonraki setlerde Fenerbahçe Acıbadem bu rahatlığı Eczacıbaşı Zentiva'ya verince 3-1 kaybetti maçı.

Aslında Fenerbahçe Acıbadem'in Eczacıbaşı Zentiva'yı yenmek çok büyük taktiksel hamlelere ihtiyacı yoktu. Zaten Üzeyir Hoca, Oksana ve Valeriya'yı bir arada oynatarak yapılabilecek en mantıklı hamleyi yapmıştı, halen daha iyi bir yedek olacağına inandığım Nisa'nın bunca hafta neden ilk 6'da oyuna başladığını anlayamadım. Hal böyle olunca kontenjana takılan oyuncu Vesna Tomasevic oldu, Marina Tumas'ın smaçöre kayması ile Vesna'nın yokluğunu pek hissetmedi Sarı-Lacivert'li ekip. Dedik ya süper taktiksel hamlelere gerek yoktu bu maçı kazanmak için , gelen servisleri iyi karşılamak ve atılan servisleri mümkün olduğunca sert ve rakibin oyununu bozacak bir yapıda atmak kilitti. Fenerbahçe Acıbadem bunu ilk sette çok iyi başardı, servis ve manşet başarılarına bir de iyi blok tutmayı ekleyince ilk seti rahat aldılar. Ancak 2. set ile birlikte etkisiz servislerin geri dönüşü genelde sayı oldu Fenerbahçe Acıbadem'e . Neticede karşınızdaki rakip Eczacıbaşı olunca , böyle rahat oyun kurmalarına izin vermenin sonucu , doğal olarak bu oluyor.

Fenerbahçe Acıbadem için sadece kaybedilmiş bir maç bu. Ama ilk sette oynanan oyun ilerisi için ışık verdi. Bu takımın CEV Cup'ı almaması için hiçbir neden yok bence, abartmıyorum ama ligimizn kalitesi CEV Cup'tan daha iyi çünkü.

Bu kadar yazdıktan sonra kazanana yer vermemek ayıp olur. Eczacıbaşı Zentiva , Francia ve Vesna önderliğinde 2. set ile birlikte gayet iyi toparladı , 3. sette Esra'nın ve son sette Neriman'ın performansları da öne çıktı. Özellikle Esra zaman zaman arkadan çıkardığı toplar ve aldığı iyi manşetlerle galibiyette kritik rol oynadı. Metcalf'in yokluğunda Neriman boşluğu gayet iyi doldur, böyle genç oyuncularımızın performansı ülke voleybolumuz için çok umut verici cidden. Neticede ilk 6 takımın her an birbirini yenebleceği güzel bir ligimiz var. Bize düşen arkamıza yaslanıp bu güzel maçların keyfini çıkartmak.

12 Ekim 2008 Pazar

Antrenman Havasında Başlayan Lig

Ligin ilk maçında Dicle Üniversitesi ile oynamak aslında iyi bir start sayılabilir. Öncelikle Fenerbahçe Acıbadem için hafif ciddi antrenman havasında geçen bir maç oldu.
Rakibin durumunu da düşünecek olursak zaten bundan fazlasını beklemek çok mantıklı olmazdı.
Fenerbahçe Acıbadem yenilenmiş kadrosu ile taraftarının karşısına çıktı. Maçı her ne kadar ölçü olarak kabul edemesekte, zaman zaman yapılan hatalar, saha içi iletişimsizlikler göze çarpmadı değil. ancak dediğimiz gibi bu şartlarda oynanan bir maçta oyuncuların tama anlamıyla kendilerini maça vermesi de çok mümkün olmuyor bu sebeple bu tip hatalar kaçınılmaz oluyor.

Fenerbahçe Acıbadem'de en çok göze çarpan sıkıntı Nisa'nın bloklarının etkisizliği oldu. Eda ile çıktıkları blokların çoğunda başarısız oldu. Buna karşılık Nisa'nın özellikle orta alandan iyi paslarla Seda'yı buluşturabilmesi Fenerbahçe Acıbadem'e 3 M.'nin gerisinden çok sayı kazandırdı. Coach Üzeyir Özdurak bir ara Necla ve Korotenko'yu oyunda tutarak geri savunma hattını güçlendirdi , bu maç çok ölçü olamasa da Fenerbahçe Acıbadem için bu iki oyuncuyu aynı anda kullanabilmek bir avantaj gibi gözüküyor. Smaçör'de Anja ve Seda hatta hatta zaman zaman Marina son derece başarılı bir oyun çıkardılar. Marina'da gözle görülür bir gelişme var , son 2 sezonda izlediğimizden çok daha farklı bir Marina Tumas izleyebiliriz bu sezon. Takımın tamamını izleyemediğimiz için ne kadar söylesekte havada kalacak laflarımız ama , bugün şöyle bir kenara baktığımda geçen senekinden çok daha derin bir kadro görüyorum ben. Bugün hiç süre bulmayan Duygu ve Ergül'de oyuna girdikleri zaman çok ciddi katkı sağlayabilecek oyuncular, üstüne bir de tam anlamıyla iyileşmiş Oksana'yı katarsak, bu takım bu sene ciddi işlere imza atabilir.

Gelelim 50.Yıl Spor Salonuna , belki voleybol oynamak için çok güzel olabilir (ki sanmıyorum zeminde biraz sert gibi gözüküyordu, oyuncuların da bu yönde şikayeti var ). Ancak taraftar için hiç de ideal bir salon değil , akustik çok kötü , merdivenlerden düşmemek için özel çaba sarfetmeniz lazım,maçtan sonra herkes tarafından genel bir memnuniyetsizlik söz konusuydu zaten. Bunca yatırılan paraya yazık oldu bence, keşke bir sene daha bekleyip eski salonu da yıkıp yerine çok daha modern bir salon yapsalardı.

Bayanlar Voleybol Ligi bu sene çok çekişmeli geçecekilk haftanın sürprizini DYO KSK'yi 3-1 yenen İller Bankası yaptı. Haftanın en önemli maçında çok çekişmeli geçen setler sonucunda Telekom VGS'yi 3-0 yenmeyi başardı. VGS fikstür dezavantajına sahip gibi gözüküyor , haftaya da Fenerbahçe Acıbadem ile zorlu bir mücadeleye çıkacaklar. ligin kalitesi açısından bu derece kaliteli takımların çekişmeli geçen setlerle oynadıkları maçları izlemek ise voleybolseverler için ayrı bir zevk oluyor.

7 Ekim 2008 Salı

Bayanlar Voleybol Ligi Zirve Değerlendirmesi

Fenerbahçe Acıbadem

Son 2 sezonun ikincisi Fenerbahçe Acıbadem bu sene kadroda bir çok değişiklik yaptı.
Öncelikle Adnan Kıstak'la yollar ayrılarak yerine Telekom'dan antrenör Üzeyir Özdurak getirildi.

Sırp smaçörler Anja Spasojevic ve Vesna Tomasevic alındı. Özellikle Anja çok iyi bir smaçör ve çok iyi bir transfer. İtalya'da oynadığı takımlarda en etkili oyuncu olmuştur.
Smaç servisleri etkili, hücumda top öldürme yüzdesi çok yüksek. Manşetlerinin de iyi olması servis karşılamada ve savunmada bir avantaj.

Diğer bir smaçör Vesna Tomasevic ise yine etkili servisleriyle dikkat çekiyor, savunmasında zaman zaman sorun yaşayabilir ama o da hücumda çok iyi, bloklarda da çok top tutma özelliğine sahip.

Pasörler Azeri Guliyeva ve Azeri asıllı Türk oyuncu Nisa Kuliyeva.
Geçen sene çok oynayamayan Guliyeva iyi bir pasör olduğunu bu sene gösterecekdir diye tahmin ediyorum. Sakatlığını atlatmasıyla birlikte, takımı en iyi şekilde oynatmaya ve tecrübesini sahaya yansıtmaya başlayacak.

Nisa 140 kez Türk milli takım formasını giymiş, Guliyeva'yı yedekleyebilecek, zor zamanlarda oyuna dahil olabilecek biri. Hazırlık maçlarının başlarında uyum sorunu yaşadı ama daha sonra takım arkadaşlarına uygun paslar atabildi. Köşelere daha fazla pas atıyor,ortayı da zaman zaman unutmaması gerekir. Bir ipte iki cambaz oynamazdı Pelin Çelik’le yolları ayırma .kararı Fenerbahçe Acıbadem için ne kadar doğru ise , Nisa’nın alınması da o derece doğru bir harekettir.


Libero Korotenko, geçen sene kaldığı yerden devam ediyor, takımın geçen sene büyük sorun yaşadığı manşetlerde Korotenko gibi bir libero olması avantaj, Kendisini 2 sene önceki kadroda yer alan Nicole Davis’e benzetiyorum ben … Yedek olarak da yıllardır milli takımda ve Vakıfbank'da izlediğimiz Necla Güçlü Esepaşa Beşiktaş’tan yaptığı bir diğer transfer oldu Fenerbahçe Acıbadem’in. Özellikle 2 liberolu sisteme dönülmesi gündemdeyken, artık sahadaki liberonun iyi olduğu kadar yedek liberonuzun iyi olması da gerekiyor. Bu noktada gene mantıklı bir transfer hamlesi olarak görüyorum ben Necla transferini.

Bu senenin flaş transferlerinden biri kuşkusuz Eda Erdem. Gelecek gelmeyecek derken büyük uğraşlarla transfer edildi. 500.000 YTL bonservis bedeli ve 2 oyuncu karşılığında alındı BJK’den. Sanırım Voleybol liglerinden rekor bir ücret bu. Eda son zamanların kendinden bahsettiren en yetenekli genç oyuncularından biri . Şahsi kanaatim önümüzdeki yıllarda tıpkı Neslihan Darnel gibi Avrupa’da da adından sıkça söz ettirecek bir oyuncu olacağı yönünde Bu sebeple bu transferin önemi tartışılmaz bile. Eda tarafından bakarsak olaya yaptığı açıklamalardan anladığımız kadarıyla o da şu an oynamak istediği yerde. Bu durum onun performansını da olumlu etkileyecektir mutlaka. Çiğdem, Eda, milli takımda gösterdiği iyi performansıyla dikkat çeken genç oyuncu Ergül Avcı ve Duygu Sipahioğlu ile orta alanı oldukça kuvvetlendirdi Fenerbahçe Acıbadem. 2 numarada Seda'dan çok şeyler bekliyorum, gerçek Seda'yı sakatlıklar, formsuzluklar nedeniyle geçen senelerde gösteremedi.Bu sene milli takımdaki performansıyla dikkatlerini üstüne çekti, bunu sezon içine de yansıtacağını düşünüyorum.

Marina Tumas'ın takımdaki 3. senesi, yabancı sınırına takılan oyuncu olacak, zaman zaman oyunda görebileceğiz onu.

Bu sene rakiplerin ses getiren transferlerinin yanında takımın bu yeni yapılanması çok eleştirildi. Özellikle Acıbadem’in sponsorluğuna ciddi tepkiler gelmeye başlamışken yapılan Eda ve Ergül transferleri , bunun üzerine hazırlık maçlarında ortaya konan iyi performans taraftarın gönlüne su serpti. Fenerbahçe Acıbadem gerçek bir takım olma yolunda. Rakip takımların kadrolarıyla kıyaslayınca zor görünse de şampiyonluk yolunda elinden geleni yapacağını düşünüyorum, şampiyon olamasa da şampiyonluğu belirlemede çok etkili bir takım olacak Fenerbahçe Acıbadem.


Türk Telekom


Pasör ; Bahar Mert
Smaçörler ; Natalya Mammadova – Melis Hemşeri (Güldeniz Önal)
Ortalar ; Nilay Konar (Özlem Özçelik) – Maja Poljak
Pasör Çaprazı ; Taismary Aguero
Libero ; Funda Bilge

Geçen sezon çok istediği şampiyonluğa ulaşamayan Türk Telekom bu sene oldukça iddialı bir kadro kurdu.
Pasör Bahar en tecrübeli Türk oyunculardan birisi.Milli takımı kendi isteğiyle gençlere yer açılsın diye bıraktı.Yeteneği ve tecrübesi en büyük avantajı.Ama bazen kendisinden beklenmeyecek hatalarda yapıyor.
Yeni transfer edilen Özlem Özçelik Türkiye’nin en tecrübeli orta oyuncularından.O da artık kariyerinin sonlarını yaşıyor ve kariyerini Telekom ile şampiyonluk yaşayarak bitirmek istiyor.İlk altıda Nilay Konar mı yoksa Özlem Özçelik mi olacak , bu kesin değil ama ben Nilay Konar’ın olacağını düşünüyorum. Nilay Konar ve Özlem Özçelik çok etlkili orta oyuncular değillerdir. Özellikle Özlem gençliğinde çok daha etkiliydi. Fakat Telekom’da yeterince hücum silahı var o yüzden bu oyuncuların hücum gücünün düşük olması dezavantaj oluşturmaz ama bloklarını ve defansif görevlerini yaptıkları sürece.

Diğer orta oyuncu Maja Poljak ise üst düzey kupalar kazanmış bir oyuncu.Orta oyuncular bazında dünyanın* en iyileri arasında. Telekom’a büyük bir güç kattığı gerçek.
Türk Telekom bu sezon smaçör pozisyonunu baştan aşağı yeniledi. Türk oyuncular Melis Hemşeri ve Güldeniz Önal’ın yanına Azeri yıldız Natalya Mammadova transfer edildi. Telekom Olga Kubassevich’ide transfer etti fakat Türkiye’de ilk 6 da 3 yabancı olabileceğinden ve bu yabancılar Poljak ,Mammadova ve Aguero olacağından Olga yedekte olacak.

İlk altıda smaçör pozisyonunda Mammadova ve – Güldeniz,Melis ikilisinden birisi olacağını düşünüyorum. Melis Hemşeri aynı zamanda manşeti iyi olan Türk smaçörlerdendir.
Libero Funda Bilgi ise Türkiye’nin Gülden ve Nihan’dan sonra gelen iyi liberolarından.

Pasör çaprazı mevkiinde ise bir dünya yıldızı olan Aguero var.Geçen yıl takımın tüm yükü Aguero üzerindeydi ve o da bu yükü kaldırmayı başaramadı bunun sonucunda Telekom şampiyon olamadı.
Ama bu sezon yükünü hafifletecek transferler yapıldı.Telekom şüphesiz ki geçen yıldan daha iyi ve bu Aguero’nun performansını daha da yükseltecektir.
Türk Telekom’un 2 ve 4 numaradan hücum güçleri oldukça yüksek olacaktır.

Kağıt üzerinde bakacak olursak Türk Telekom çok iyi bir kadro oluşturdu. Onları ilgilendirecek kilit nokta iyi takım olup olamayacakları. Eğer bunu başarırlarsa Türkiye ve Avrupa’da önlerinde fazla takım duramaz , ama başaramazlarsa tam bir hayal kırıklığı olacaklar.Bu tip yıldızlar topluluğu takımlarda iyi bir takım havası yakalanınca başarılarda zaten otomatikman geliyor.

Her takım için geçerli olan takım ruhuna sahip olmak bu sefer Telekom’u daha çok ilgilendiriyor gibi. Bu noktada Hüseyin Doğanyüz’e çok iş düşecek.





Eczacıbaşı Zentiva



Pasör ; Naz Aydemir
Smaçörler ; Esra Gümüş –Mirka Francia
Ortalar ; Gökçen Denkel – Vesna Çitakoviç
Pasör çaprazı ; Nancy Metcalf (Neriman Özsoy)
Libero ; Gülden Kayalar

Son şampiyon Eczacıbaşı Zentiva geçen yılki kadrosunu hemen hemen korudu. Haneef ayrıldı Francia geldi.

Türk Telekom’un büyük yatırım yaptığı bu sezonda Eczacıbaşı Zentiva için şampiyon olmak
artık çok daha zor.

Pasör Naz ve smaçör Esra Türk milli takımının değişimezleri arasında.Fakat bu iki oyuncu çokta istikrarlı değiller.Özellikle Türkiye ligindeki takımlara karşı iyi oyunlar çıkarırlarken (bu sezon lig kalitesi de yükseldi , bakalım nasıl olacaklar) Avrupa arenasındaki güçlü takımlara karşı iyi performans göstermiyorlar. Bu sorunu bu sezon aşmak zorundalar yoksa son yıllarda Avrupa da istenilen başarıları yakalayamayan Eczacıbaşı bu senede Avrupa’da hüsran yaşayacak gibi.

Esra ile birlikte diğer smaçör oyuncu olan yeni transfer Francia’nın kariyeri tartışılmaz. Kendisi mükemmel bir oyuncu ama yaşı eski performansını göstermesine engel olacak mı ? Sanırım bunun en iyi cevabını zaman gösterecek. Ama bu kadar üst düzey bir oyuncunun kendisine iyi bakacağını ve yaşının dezavantajını kapatacağını düşünüyorum. Gene de ligdeki mücadelenin sert olacağını ve zorlu Avrupa maratonunu da hesaba katarsak, rotasyona girecek diğer oyuncuların da iyi bir performans göstermesi gerekiyor Eczacıbaşı’nda. Aksi halde tüm sezon boyunca zaman zaman performans dalgalanması yaşaması çok büyük bir ihtimal takımın. Bu dalgalanmanın bu sene affı olacağını sanmıyorum bende.

Orta oyuncu Gökçen Denkel’in ise Türk milli takımında oynamasına rağmen üst düzey bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum. Zaten orta oyuncular bazında şu an Türk milli takımının elindeki tek kaliteli üst düzey isim Eda Erdem.(Şahsi kanaatimdir  )

Diğer orta oyuncu Vesna Çitakoviç.
Gerçekten hırsı ve yeteneğini çok iyi birleştiriyor.
Tartışmasız dünyanın en iyi orta oyuncularından.Eczacıbaşı’na son 2 yıldır büyük güç ve güven katıyor.

Çapraz Metcalf sakatlıktan sonra bir türlü eski performansını gösteremiyor. Artık bu sezon onun çıkış yılı olmalı.
Libero Gülden ise bu mevkide Dünyanın en iyilerinden , Türk liberolar arasında en iyisi.

Fakat Eczacıbaşı Zentiva takımında Neriman’ın yedek bekletilmesi Türk voleyboluna zarar veriyor.
Çünkü Neriman çok yetenekli ve star potansiyeli taşıyan bir oyuncu.

Çoğu voleybolsever Eczacıbaşı Zentiva’nın bu yetenekli genç oyuncuyu yedekte çürüteceğine başka bir takıma devamlı olarak oynaması için kiralık vermesi gerektiğini düşünüyor , ama Eczacıbaşı bunu da yapmıyor.Neriman için dileğim , umarım bu sezonu da yedekte geçirmez.Yedekte geçirse bile oyuna sonradan girip uzun süreler almalı.*

Eczacıbaşı’nın dezavantajları olsa bile kadrosunun birkaç yıldır beraber olması ve birbirlerini tanıyan bir takım olması en önemlisi bir ekol olmaları , onları zirvenin en büyük adayları arasına sokuyor.

Ama şurası gerçek ki son şampiyon için çok zor bir yıl geçecek.




Vakıfbank Güneş Sigorta


Pasör ; Elif Ağca (Arzu Göllü)
Smaçörler ; Gözde Kırdar (Deniz Hakyemez) – Jelena Nikoliç
Ortalar ; Bahar Toksoy (Duygu Bal) – Kinga Maculewicz
Pasör Çaprazı ; Angelina Grün
Libero ; Nihan Yeldan

Eski oyuncuları olan Elif Ağca transfer edildi. Pasör mevkiinde Arzu (Arzu’nun voleybolu bırakacağına dair söylentiler vardı – bıraktı mı bırakmadı mı bilmiyorum) mu Elif mi olacak emin değilim. Ama Elif’in oynayacağını düşünüyorum.

Smaçör pozisyonunda yer alan yeni transfer Nikoliç’in çokta üst düzey bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum. Hücum olarak bazen iyi işlere imza atabiliyor ama şu an için en büyük eksiği iyi manşeti olmaması. Bunlar ışığında,bence standart bir smaçör.En önemli gördüğüm özelliği geri hat hücumları iyi durumda.Ama Gözde’ye göre daha etkili olacağını düşünüyorum.

Diğer smaçör Gözde Türk milli takımında da oynamasına rağmen bana göre çok iyi bir smaçör değil.
Eczacı,Fener,Telekom takımlarının smaçör mevkilerindeki oyuncuların Gözde’den üstün olduğunu düşünüyorum. Ama önemli olan tabiî ki oyuncuların üstünlükleri değil takım oyununu ne derece sahaya yansıttıklarıdır.


Orta oyuncular ise Bahar Toksoy Duygu Bal ve Maculewicz olacak.Bahar ve Duygu ikilisinden biri ilk altıda olacak.Diğer orta ise Maculewicz olacak. Maculewicz hücum potansiyeli iyi olan bir oyuncudur.

Libero Nihan Yeldan Gülden ile birlikte Türkiye’nin en iyilerinden.Libero konusunda VGS sıkıntı yaşamayacaktır.

Ve pasör çaprazı…

Angelina Grün.Bir dünya starı en beğendiğim çaprazlardan birisidir.(Aguero ile birlikte)
Kalitesi asla tartışılmaz sıra dışı yeteneği ve harika hücum gücü onu farklı biri yapıyor.Vakıfbank eğer iyi bir takım olabilir ve takımdaki diğer oyuncular Grün’e gerekli yardımı yaparsa çok tehlikeli bir takım olacaktır.Grün gibi özel oyuncular her koçun* kadrosunda görmek isteyeceği oyunculardır.

Geçen yıl Türk sporunda yapılan en flaş yabancı transfer bana göre Pondexter ve Aguero’ydu.
Bu sezon ise VGS ‘nin yaptığı Grün transferi Gordan Giricek ve Seimone Augustus ile birlikte Türkiye’de bu yılın en flaş yabancı transferi arasında yer aldı.

Vakıfbank Güneş Sigorta’nın en büyük avantajı çapraz mevkisinde liderlik özellikleri üst düzey olan mükemmel yetenek Grün’e sahip olmaları. Dezavantajı ise Grün’e ayak uydurabilecek sayıda üst düzey oyuncuya sahip olmamaları. Tabi bu halleri ile Türkiye’de ilk 4 sırada yer alacakları kesin gibi. Ama ilk 4 sıranın kaçıncı sırasında yer alacakları takımdaki diğer oyuncuların Grün’e yardım etme oranına bağlı.

Vakıfbank Güneş Sigorta geçen sezon Türk Telekom’un Aguero’ya bağımlı olması sorununun Grün versiyonunu bu sene yaşayabilir. Ama dediğim gibi Angelina Grün’ün olduğu bir takımın şampiyonluk şansı her zaman vardır.

31 Ağustos 2008 Pazar

Taraftarız Biz , Çekeriz Cefa

Herhalde en zor şeylerden biri Fenerbahçe taraftarı olmak. Hele bir de amatör braşlar dediğimiz basketbol,voleybol hatta ve hatta yüzme, atletizm gibi branşları da severek takip eden biri iseniz. Bu sene de özellikle basketbol ve voleybolda iddialı ekipler kurduk ve sonuna kadar şampiyonluk yarışının içinde olacağımızdan kuşkum yok.

Bayan basketbolda son 7 senedir ligi domine ediyoruz. Bu sene en sert şampiyonluk mücadelelerinden birini yaşayacağız. Özellikle Gs ciddi yatırımlar yaptı ve şampiyonluğu kazanmak için çok çabalayacaklar bu belli. Belki yapılan transferler bir çoğumuzu memnun etmedi ama unutmayalım maç sahada kazanılır kağıt üstünde değil.

Erkek basketbol takımı için ben de pek olumlu düşünmüyordum. Ancak Giricek transferi beni bitirdi resmen. Sırf onu izlemek için gidilmesi gerek maçlara. Ah bir de şu maçları Abdi İpekçi'de yapmasalar diyeceğim ama bencilliğe gerek yok. Fenerbahçe hepimizin takımı, herkesin izlemeye hakkı var Fenerbahçe'yi. Ancak gene de kendimize ait salonumuzun olması ile basketbolda yakaladığımız bu ivme'nin çok daha yukarıya tırmanacağına inanıyorum.

Erkek voleybol takımımız kadroyu büyük oranda korudu , bence yeterli takviyeler de yapıldı takıma. Tek sorun Billings'in Gomez'in yerini doldurup dolduramayacağı. Şahsi kanaatim dolduramayacağı yönünde ancak ben bu sene özellikle hücum da biraz daha fazla opsiyonla mücadele edeceğimizi düşünüyorum. Demeter hoca benim çok beğendiğim bir teknik adam , oyunu teknik yönden çok iyi analiz ediyor. Müdaheleleri çok yerinde , o yüzden Gomez'in eksikliğini de bir şekilde kapatacağını düşünüyorum. Rakiplerimiz ciddi yatırımlar yaptı ama biz kadromuzu bozmadığımız için biraz daha avantajlıyız sanki.

Bayan voleybol takımı ise apayrı bir yazı konusu bana ama burada ufak da olsa bahsedelim. Öncelikle ben yönetimi çok eleştirdim bu sene. Şube'nin yönetimi tamamen Acıbadem'e bırakıldı. Belki doğru ama zamanlaması geç yapılmış bir hamleydi. Kağıt üzerinde rakiplerimizden zayıf gözüksek bile, ben mücadeleci bir takıma sahip olacağımıza inanıyorum bu sene.

Şimdi gelelim amatör branş sevdalısı bir Fenerbahçe taraftarının cefasına. Hal böyle olunca İstanbul kazan , biz kepçe olmak başa düştü. Caferağa'da kendimize bir koltuk belirleyelim önce ,bu sene çok güzel maçlarımız olacak orada. Ümit edelim ki maç saatleri çok çakışmasın. Bu konuda sayın yönetimimizden de daha aktif işler bekliyoruz bu sene. Ve cefakar taraftarımız bu sene artık maç seçmeyi bıraksın , bu takımları sadece Gs, Bjk,Eczacıbaşı,Efes Pilsen maçlarında değil tüm maçlarda hatırlasın. Yoğun bir sezon bizi bekliyor , Hep Destek Tam Destek ama her yerde , her branşta destek lütfen.


Furkan Zengin
furkanzengin@yahoo.com

11 Ağustos 2008 Pazartesi

Hedef 2010, hazır mıyız?

Bir hazırlık maçı daha arkada kaldı. Rakip bu sefer daha birkaç gün önce İran'a yenilen Sırbistan'dı. Genel olarak maça iyi başladık, açıkçası savunma direncimizin geçmiş senelere oranla çok dah üst seviyede olduğunu söyleyebiliriz. Litvanya ve Sırbistan maçlarında görülen en önemli şey buydu bence. Ancak hücum anlamında çok ciddi sıkıntılarımız var, 70 sayı civarına çıkamazsak maç kazanmamız çok zora girebilir.



Bu noktada coach Tanjevic'in seçimlerini eleştirmek hakkımız sanırım. Zira takımda Hido'dan başka bir hücum opsiyonu yok nerdeyse. Hido içeri penetre ederek ya kendi atıyor ya da arkadaşlarına pozisyon hazırlıyor. Kerem Tunçeri'nin takıma dönmesiçok güzel ama nedense bir türlü uzunlarımız Kerem'le anlaşamıyor. Geçen sene Real Madrid - Fenerbahçe Ülker maçında kerem'in Real uzunlarını nasıl beslediğini hepimiz gördük; ancak bizim uzunlarımızın da en az o kalitede olduğunu düşünürsek neden bu tarz ikili oyunları yapamadığımızı anlamak çok zor cidden. Diğer konu top Hido'dayken hücum setinin yavaşlaması, neticede Hido çok yetenekli bir oyuncu tamam ama en azından o hücuj ederken diğer oyuncuların hareketlenip ona uygun pozisyon yaratmaları ya da savunmanın dikkati Hido'nun üzerindeyken kendilerini boşa çıkartıp uygun pozisyonu bulmaları gerekir. Maalesef bunu da göremiyoruz takımda. Hızlı hücumlarda Ömer Onan gibi bir silahımız var, ve dikkatimi çeken şey Ömer- Hido ikilisi oyundayken ciddi bir ivme yakalıyoruz.

Guard rotasyonumuz cidden çok kötü, Kerem skorer bir guard değil , Ender'in milli takımda neden oynadığını çözemedim, Engin Atsür'ün de bizim istediğimiz tipte skor katkısı yapan bir guard olmadığı açık. E bu durumda adama sormazlar mı , sen Tutku Açık gibi 1-2-3 oynatabileceğin , savunması üst düzey bir adamı niye almazsın takıma diye. Elimizde Sinan Güler gibi pırıl pırıl bir yetenek var ama kenarda oturtuyoruz , savunması üst düzey hücumda da ne yaptığını bilen ender oyuncularımızdan. Ermal ve Kaya mazeret bildirdiler takıma katılmadılar, Ömer Aşık ve Oğuz Savaş sakatlandı, yerine çağrılacak oyuncu Fatih Solak mıdır ? Ersin Görkem geçen sezonun en başarılı oyuncularından biriydi, macau'daki maçlarda da mücadele gücünü asla düşürmedi aşağıya , her topa girdi birşeyler yapmaya çalıştı. En azından potaya doğru korkusuzca giden , sayı almaya çalışan bir oyuncu. Ama o da yok , Tanjevic'in ne yapmaya çalıştığını anlayan varsa beri gelsin.

Takımın başına geldiği günden beri en büyük başarısı dünya şampiyonasında elde edilen 6.lık , iki Avrupa Şampiyonası'nda da rezalet ötesi bir performans sergiledik. Suçlu Memo oldu, Hido oldu , Mirsad oldu. Ama Tanjevic'in hiç suçu olmadı, elindeki adama uygun set çizmek yerine, benim setim bu; buna uyan oynar , uymayan oynamaz diyen biriyle hangi vizyonu genişleteceğiz acaba merak ediyorum.

Pardon Hedef 2010'du di mi , aceleye ne gerek var......
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...