24 Şubat 2012 Cuma

Bu Sezon İlk Kez



Dün akşam Ülker Arena'ya bu maçı kesin alırız iyimserliği ile gitmiştim. Maç içerisinde özellikle 3. periyot bitiminde artık dayanamayıp twitter'dan Spahija'ya da salladım. Ama takım bana gereken kapağı taktı mutluyum bunun için. 

Maçın geneline bakarsak aslında Spahija istifa etsin isteğimin hala arkasındayım. Çünkü ilk yarı aynı pick&roll oyunundan 4 5 hücum yedik bunun 3 tanesi arka arkayaydı. Yine perdeleme esnasında Show Up'a çıkan uzunumuz sürekli Lynn Greer'in üzerinde kaldı ve sonuç 13/14 serbest atış Greer'dan.Bu arada Greer dün geceyi 33 sayı 6 ribaund 6 asist ile tamamladı RKG'si ise 43. Yanılmıyorsam Fenerbahçe Ülker geleneğine ters olarak bir guarda career high gecesi yaptırdık dün, normalde rakiplerin 4 numaraları career gecelerini geçirirdi bize karşı.  Sonuçta 3,5 çeyrek boyunca buna çözüm bulamamamız enteresan tabi. 


Maçı uzatmaya götüren basket Tony Parker'ın gözyaşı damlasının Ukic versiyonuydu. Aslında o sayının girmesi tesadüf şans vs değildi zira Ukic aynı şekilde bir çok sayı buldu maç içinde. En iyi yaptığı şeylerden biri zaten bu. Beni asıl çıldırtan ise maçın son 15 saniyesinde yaptığımız fauller oldu. 9 sayılık farkı yakalamışken neden faul yaptığımızı çözemedim üstelik Spahija kenardan faul yapmayın dediği halde. Hadi ilkinde Bogdanovic heyecan içerisinde yaptı diyelim mola dönüşü attığımız iki serbest atıştan sonra Ukic neden yaptı o faulu çözemedim. Ayrıca yine son topta rakibe boş üç sayı şansı verdik Milano maçında da yapmıştık aynısını girmemişti gene girmedi. Umarım deplasmanda oynayacağımız Milano maçında aynı şansı vermeyiz ya da o noktaya kalmaz bu iş, kalırsa çekirge 3. kez zıplamayabilir çünkü. 


Dönelim işin taraftar ayağına, 4. çeyreğin son 45 saniyesine kadar uyuyan seyirci desek yeridir. Hatta biz kendi aramızda uzatmaya götürebilirz diyorduk 1:30 kala. Ama maçın uzatmaya gitmesinden bir haber olan Fenerbahçe taraftarı 2 dakika kala bu farkı kapatıp 6 sayı fark atamayız diye salonu terketti. Tahminim 2500-3000 kadar taraftardı giden kalanlar ise son topa kadar inancı korudu. Uzatmada ise tribün grupları üst kattaki yerlerini bırakıp alt kata indiler ve oradan bence güzel yönlendirdiler takımı. Takım sahada mücadele edince alt katta " müşteri " diye tabir edilen kitlelerin aslında oyunun içine girmeye ne kadar müdahele etmeye meyilli olduğu görüldü. AEG yönetimi Türkiye gerçeklerine uzak olduğu için Amerikan sistemini salona koymaya çalışıyor, elbette buna meyilli olan 2500-3000 kişilik bir grupta yok değil ama ortak bir çözüm noktası bulunacaktır diye düşünüyorum. Alt kattaki taraftarın maça etki etmesi takımı da etkiliyor çünkü. Tabi burada bir sözümde bir önceki PAO maçında bize müşteri diye bağıranlara. Ben 106. bloktayım, PAO maçında da dün de t-shirt'um sırılsıklam oldu, benim t-shirt'um sırılsıklam oluyorken bazı oyuncuların yüzünden ter bile damlamıyorsa orada sorun vardır. O yüzden kimseyi müşteri bilmem ne diye sınıflandırmanın mantığı yok, herkes tribüncü olmak zorunda değil, herkes saçma sapan besteleri söylemek zorunda değil, dünkü gibi " Bizim için saldır Fenerbahçe", " haydi fener haydi fener haydi" gibi vurucu besteler söylendiğinde tüm salonun katılımı ortada. Her iki tarafın da bunları iyi değerlendirmesi gerekiyor. 


Sonuç olarak Fenerbahçe Ülker'in önünde bir engel kaldı, dün OAKA'da muazzam bir performans sergileyen EA7 Emporio Armani karşısında galibiyet için çıkacaklar sahaya. EA7'nin tur şansı kalmadı ancak dünkü mücadelelerinden daha azını sahaya koyacaklarını düşünmüyorum. İyi düşünelim iyi olsun mantığındayım kazanırsa Final Four için Maccabi ile eşleşecek olan PAO'nun bunun için tüm gücüyle o maça asılacağını düşünüyorum. Bu yolun sonu Top 8 olursa Fenerbahçe Ülker için kabus gibi geçen sezonunun kırılma noktası olur kanaatindeyim. Elbette Regal Barcelona'yı elemeyi beklemiyorum o ayrı konu tabi. 

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...