5 Şubat 2011 Cumartesi
Final Four'a Bir Adım Daha
Öncelikle HSBC'nin tüm çalışanlarına sevgilerime göndererek başlamak istiyorum. Zira önceden haber verdiğimiz halde bir işlem için beni 1 saat beklettiler ve zincirleme olarak diğer işlemlerim de sarkınca, maçın ilk çeyreğini kaçırmak zorunda kaldım.
Maça geldik ikinci çeyrek ile girdik içeri, girdiğimizde maç bitmişti. Zaten Fiba Europe bile siteye " Fenerbahce Ease Into Last Eight" başlığı atıp içerisine bir de şu ifadeyi koymuş. "Fener moved into a lower gear in the fourth quarter, allowing Gala to close the gap at least a little, but the result was never in doubt.".
Olay bu kadar basit aslında, Fenerbahçe pas trafiğini doğru yönlendirip, doğru pozisyonda oyuncularını buluşturup sayı üretti. Galatasaray ise anlam veremediğim kadar çok 3 sayı denemesi yaptı. Bir takımın elinde Sylvia Fowles varken neden bu kadar çok 3 sayılık atış dener anlamak mümkün değil. Zaten Fowles'da benim gördüğüm sadece 3 çeyrekte biraz direnç koydu, sonra o da bıraktı maçı. Özellikle savunmada Matovic onun üzerinden çok sayı buldu ki normalde bu kadar sayı bulması zordu. Sonuç itibariyle maçın kilit noktası Fenerbahçe kısalarının aldığı ribaundlardı. Zira uzunlar birbirini box ederken, Galatasaray'ın kısaları havuza düşen topları hiç takip etmediler. Jékabsone'un aldığı 1 ribaundu da kısaların ribaunduna yazarsak sadece 3 guard + Zogota ile 18 ribaund almış Fenerbahçe. Bu bile farkı açıklamaya yeter de artar.
Diğer eleştirdiğim konu olan 3 sayı denemelerine bakıyoruz. Galatasaray takım halinde 18 denemede 2 isabet bulabilmiş, Fenerbahçe ise 11 denemede 8 isabet.Son olarak da Galatasaray'ın 9 asisti varken Fenerbahçe'de bu sayı 17. Daha da fazla istatistik vererek olayı açmaya gerek yok, şu veriler bile kimin takım halinde maçı oynadığını anlatıyor.
Dünden beri Galatasaray forumlarını da Fenerbahçe forumlarını da okuyorum. Bilgisizlik had safhada yapılan yorumlarda. Fenerliler "ehehe ezdik ezdik " modundalar, GS'liler de nasıl fark yer bu takım hiç mi haysiyetiniz yok mücadele etmiyorsunuz modunda. Ne Fenerbahçelilerin ezdik demesi, ne de Galatasaray'lıların eleştirileri çok da doğru değil. Galatasaray takım olarak dün kötü bir psikolojide çıktı sahada ve maç başta koptu. Ama Galatasaray'ın elindeki kadro kalitesi Fenerbahçe'den aşağıda ve karşınızda Euroleague'de namağlup olarak yola devam eden tek takım varken, yapılan eleştiriler biraz fazla kaçmış. Sonuçta bir bayan basket takımının 4 senede başına gelecek çarpraz bağ kopması sakatlığını 1,5 senede yaşadılar. Transfer ettikleri oyuncu daha gelmeden sakatlandı vs. Eleştirilecek konular da var illaki ama eleştirirken bazı şeyleri de görmezden gelmemek lazım. Gene GS forumlarında gördüğüm büyük yanlış anlamalardan birine değinmek istiyorum. Fenerbahçe taraftarına yer ayrıldı falan demiş, yok öyle bir şey, o yukarıda oturan 10-15 kişilik topluluk kadroya giremeyen genç oyuncular ve yabancı oyuncuların yakınlarıydı. Takdir edersiniz ki üzerlerinde Fenerbahçe eşofmanıyla protokol'de ya da başka bir yerde oturmaları pek mümkün değildi. Ama münferit olarak gelen Fenerbahçeli sayısı 100'den fazladır onu da söyleyeyim. Bir de buradan Galatasaray taraftarına tavsiyem aslında Galatasaray özelinde tüm taraftarlara söyleyeceğim, oyuncuları gözünüzde çok büyütmeyin. Amigo oyunculardan takıma fayda gelmez. İyi oynayanı mücadele edeni alkışlayın bağrınıza basın iyi gününde de kötü gününde de, ama oynadığı zamandan beri üç kuruşluk katkı vermeyen isimleri de sırf tribün amigoluğu yapıyor diye bağrınıza basmanın anlamı yok. Sonuçta bu bir takım oyunu ve o takımı da birinin oynatması gerekiyor.
Fenerbahçe yaşadığı tüm sorunların üstesinden gelmeyi bildi bu yönüyle takdir edilmeyi fazlasıyla hakediyor. Ama takdir edilmesi gereken özel biri var o da Coach Ratgeber. Gerçekten Avrupa'nın taktik anlamda en iyilerinden biri ve oyuna doğrudan etki edebiliyor. Bir sonraki turda rakip muhtemelen Spartak Moscow Region olacak. Kalmanovich'in ölümünden sonra sarsılan, Taurasi Fowles gibi süper starları kaybeden, Spartak Moskova bu sene de L.Jackson ile sarsıldı. Her ne kadar kimilerinin "amaaan zaten orada da yedekti" diye beğenmediği ama oyun sistemleri içerisinde 24 dakika süre alacak kadar önemli bir oyuncu olan Zogota'yı da Fenerbahçe'ye verdiler. Taj McWilliams hamlesi ile bir şeyler yapmak istediler ama bir L.Jackson değil. (ohh be bunu da kullandım ya en sonunda :) ) Sonuçta Fenerbahçe'nin final four yolunun açık olduğunu düşünüyorum, şampiyonluğa gidiş yolu Spartak, UMMC ve Ros Casares gibi gözüküyor. Spartak'ın Schio'ya yenilip serinin 3. maça uzaması da Fener için ayrı bir avantaj.
Abdi İpekçi'de bir kaç hadise dışında genelde olaysız bir şekilde maçı izleyen Galatasaray taraftarının bir kısmının, rakibini tebrik eden oyuncularını ıslıklamasına bir anlam veremedim. Siz tribünde kanlı bıçaklısınız diye sahadaki oyuncuların da öyle olmasını mı bekliyorsunuz nedir anlamadım yani. Bu sebeple bu hareketlerinden dolayı tüm Galatasaraylı oyuncuları tebrik ediyorum, kendilerine yakışanı yaptılar, sporun özüne uygun davrandılar.
Etiketler:
basketbol,
fiba eurolague
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
elinize sağlık, çok güzel bir değerlendirme olmuş.
Yorum Gönder