Öncelikle şunu belirtelim, başarılı sporcu sayımız çok az. Genel kanı bu yönde en azından. Ama başarı kriteri nedir önce onu ortaya koymak lazım. Branş branş ilerlemek ve bir takım istatistiki bilgiler ile size durumu özetlemek istiyorum. Tabelaya bakıp haber yazan medyada, bunları bulamazsınız o yüzden keyfini çıkartın. Hoş medyada doğru düzgün bir yer bulduğunu söylemek de zor ya neyse.
En çok eleştirilen branşımız olan Buz Hokeyi ile başlıyorum. Bayan milli hokey takımımız (kadın milli lafını ısrarla ve inatla kullanmayacağım) 2 sene önce kuruldu yanlış hatırlamıyorsam. Oynadığımız rakiplere bakıyorum, Kanada, Amerika, Finlandiya,Slovakya,İngiltere. Hadi İngiltere aralarında en tecrübesizi diyelim, ama nasıl futbolun beşiği İngilizler diyorsak, buz hokeyi'nin de beşiği Kanada'dır. Sonrasında Rusya,Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Amerika gibi ülkeler gelir. Oyuncu kadrolarında NHL seviyesinde oynayan oyuncular var bu ülkelerin. Yani bizim burada bu ülkelere karşı verdiğimiz mücadele, mahallede 11 kişi toplanıp takım kurup gidip Barcelona ile maç yapmamıza benzer. O sebeple gözünü sevdiğimin medyası " bir gol bile atamadık" " ezildik 15-0 bitti" vs. vs. başlıkları atarak insanları yanlış yönlendiriyor. Gerçi onlara da kızmıyorum, şu benim yazdıklarımı yazacak kadar yerleri yok, Hagi kime yan bakmış, Aykut antrenmandan çıkarken Alex'e yol vermemiş ondan araları bozukmuş vs. gibi boş haberlerin taliplisi daha fazla çünkü. Bu yazdıklarımı alıp bire bir erkekler için çevirin hiç bir fark yok ayrıca.
Curling'e geliyorum, oradaki skorlarda çok eleştirildi. Birincisi Curling buz üzerinde satranç oynamak gibi bir şeydir. Bizim Curling takımımızın en eski elemanı bu spora 3 sene önce başlamış durumda. Çok basit bir istatistik vereyim Büyük Britanya Bayan takımının oyuncularından bir kısmı, 2009 yılında Biala - Polonya'da yapılan, Avrupa Gençler Kış Olimpiyat oyunlarında şampiyon oldu. Hatta erkeklerde de 2. oldular aynı oyunlarda. Gene yenildiğimiz diğer ekipler Kanada ABD Norveç vs. gibi ülkeler çok uzun yıllardır bu sporun içindeler. Bu ülkelerin seviyesine erişebilmemiz için, çok çalışmamız ve çok yarışmaya girmemiz lazım. Şu turnuvada bile her iki takımımızında atışları günden güne ilerledi ve erkek takımımız Slovenya'yı 9-3 yendi. Bu iş çalışma ve tecrübe işidir, birazcık da şans yardım edecek tabi. Bunları insanlara anlatmadan, iki satırla 9-2 yenildik, 11-3 yenildik vs. yazmakla bu iş olmaz. Güzel şeyler yok mu var elbette. Erzurum halkının Buz Hokeyi, Curling ve kayakla atlamaya ilgisi muazzam. Özellikle Curling müsabakasını futbol maçı gibi algılayıp, rakip takım atış yapacakken ıslıklamalarına çok güldüm ben. Tıpkı oyuncularımız gibi onlarda öğrenecekler desteklemeyi en etkin şekilde yapmayı. Ama bunca senedir curling izliyorum, iyi yapılmış bir atıştan sonra Switzerland, USA ya da Canada diye bağıran bir taraftar topluluğu görmedim daha. O da bizim farkımız olsun.
Kayakla atlama'da tek sporcuyla mücadele ettik. Faik Yüksel. Faik henüz lise 2 öğrencisi. FISU'dan alınan özel izinle yarışmalara katıldı. Bireysel kategoride fırtına gibi esen Matej Dobovsek'in 21 yaşında olduğunu düşünürsek Faik'in ilk 30 sporcu içerisinde yer almasının önemi ortaya çıkacaktır. Sonuçta henüz 16 yaşında bir sporcu ve kendine Dünya Şampiyonluğu hedefi koyabiliyor. Bu alanda bir diğer temsilcimiz ise Mustafa Öztaşyonar. Mustafa Kuzey Kombine gibi kış sporunun en zor dalında yarışmayı tercih eden, cesaretli bir kardeşimiz.Kuzey Kombine'de birinci olmak önemlidir ama, Kuzey Kombine'de yarışı tamamlamak bile başlı başına bir olay zaten. Onu da bu eksende değerlendirelim. Mustafa'nın da 1993 doğumlu olduğunu unutmayın. Hatta şu röportajı okuyun derim. -----> Mustafa Öztaşyonar. Kayakla Atlama blogundaki arkadaşların nefis röportajı. Erzurum halkının Kayakla Atlama'ya olan ilgisi muazzam, her yarışmayı yaklaşık 10.000 kişi izledi Erzurum'da. Bu bir rekor zira şu an devam eden Dünya Kupası atlamalarında bile bu sayıyı bulabilen yer sayısı çok az. Önümüzdeki senelerde Dünya Kupası'nın bir ayağı Erzurum'a verilirse şaşırmam.
Röportaj yaptığımız Mehmet Ali Ünal ve milli takımımız Snowboard'da çok istediğimiz gibi sonuçlar elde edemedi. Hemen buradan röportajı okuyabilirsiniz. Zaten Mehmet Ali'nin orada da belirttiği gibi tesislerin tam hazır olmaması, yetersiz kar yağması vs. gibi etkenler yüzünden istedikleri gibi hazırlanamamışlardı o yüzden bu sonuçlar normal. Eleştirmek beceriksizler demek en kolayı, önemli olan bu çocuklarımızı daha ileri seviyelere nasıl taşırız sorusuna cevap bulmaktır.
Gelelim Universiade'da kazandığımız tek madalyaya. Çiftler Buzda Dans'da Alper Uçar ve Alisa Agafonova çifti gümüş madalya alarak bizi gururlandırdı. Hem Alper, hem de Alisa yaklaşık 10 gündür soğuk algınlığı ile boğuşurken bu derece iyi performans verip madalya almaları cidden çok ama çok büyük başarı. Önümüzdeki ay Tokyo'da yapılacak Dünya Şampiyonası'na da katılacaklar ve oradaki hedef final turuna kalabilmek. Olur da elenirlerse yazılacakları düşünmek bile istemiyorum şimdiden. Bu arada Kayaklı Koşu'da Sabahattin Oglago 27.10.04 ile Türkiye rekoru kırarak genel klasmanda 5. olduğunu da belirtelim. Yarıştığı branşın zorluğunu göz önüne alırsak bırakın dereceye girmeyi, yarışı bitirmenin bile başlı başına başarı sayılacağı bir yerde, 5.lik çok büyük başarıdır.
Skandallara gelelim, bizim medyamız habercilik adı altında atıp tutmayı çok seviyor. Kusura bakmasınlar ama ulusal medyadan Erzurum'da oyunları yerinde takip eden kaç kişi var acaba merak ettim. Ben NTVSPOR'un ve EUROSPORT'un orada adamları olduğunu biliyorum. Misal bir taciz haberi çıktı külliyen yalan, ama araştırmadan doğrulatmadan salladılar hemen haberi. Şu oyun kitapçığıyla ilgili misyonerlik yapıldığı iddiası var şu an, henüz kesinleştirmedim, eğer varsa böyle bir şey yazarız. Yok değilse o da yalan haberdir. Daha da fazla laf edip bu tip haberlere prim yapmak istemiyorum. Şuradan FISU Başkanı George Killian'ın, Erzurum hakkında söylediklerine ulaşabilirsiniz. Ben sadece bir bölümünü alta ekleyerek yazımı bitiriyorum.
''İçimde 'söz verdiğiniz her şey yapılabilir mi' diyordum, ama gerçekten yaptınız. Burada hükümetin, öğrencilerin, federasyonların, yerel organizasyonların iş birliği çok iyi faktör oldu. Tam olarak gerçekte doğru sözcüğü bulamıyorum, şehrinizi küçük bir şehirden gerçekten uluslararası bir şehre dönüştürdünüz. Bu sabah, 'tekrar genç olsaydım, kayakçı olsaydım, bir snowboard sporcusu olsaydım ve hayatın tadını çıkaracak yer arasaydım, bulacağım yer kesinlikle Erzurum olurdu' diye düşündüm.''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder