7 Ocak 2010 Perşembe

Utanmanız Varsa


Ciddi ciddi geçtim blogun karşısına bir şeyler yazayım diye, ama akşamki Siena maçı aklıma geldikçe çıldırıyorum. Bu nasıl bir rezalettir yahu. Bunun açıklaması falan olmaz. Çok şükür o parkenin üzerinde olmak nedir biz de biliyoruz, tamam belki sizler kadar üst seviyede bunu tatmadık ama neticede bu oyun her yerde aynı oynanıyor. Son 3 senede kendi üzerinde yer alan takımlarla yaptığı maç sayısı 22 Fenerbahçe'nin. Aldığı galibiyet sayısı "1"... O da son maçta fişi çekmiş olan Tau Ceramica ( Şimdi ki Caja Laboral) karşısında alındı. Ne derece sayılır tartışılır.

Çıkıp sakatımız çok , eksiğimiz fazla diyen bir yönetici olursa eğer , gözüpek bir gazetecinin çıkıp şunları sormasını temenni ediyorum kendilerine.

1- Eksik dediğiniz adam Mirsad Türkcan sezon başından beri sakat!!!... Peki Avrupa'nın bir sürü kulübü 2 ay bile sakata kalabilme ihtimali olan bir adam yerine hemen takvbiye yaparken, siz neden Mirsad yerine takviye yapmadınız. Hatta daha da ileri götüreyim o mevkide Mirsad sağlamken bile sıkıntı çekiyordu Fenerbahçe Ülker , 3 senedir o mevkiye bir takviye neden yapılmadı. 3 senedir biraz atletik olup , orta ve uzun mesafe şutları sokabilen her 4 numaranın kariyer maçlarını Fenerbahçe'ye karşı oynaması tesadüf müdür ?

2- Solomon'un nasıl bir oyuncu olduğu bilinirken, hatta hoca da kendisini istemiyorken, kendisinin verdiği bir takım sözlerle bu takıma döndüğünü herkes biliyor. İsterseniz resmi sitenizden yalanlayın, ne de olsa kimse dikkate almıyor o siteyi. Solomon'u gönderdikten sonra guard bölgesinde Preldzic, Serhat, Greer hatta Ömer Onan'ı denediniz. 3 ay sonra mı aklınız başınıza geldi de bir guard aldınız takıma. Hani aldığınız adam da Roko Ukic gibi bir üst düzey oyuncu. Madem böyle bir vizyonunuz vardı 3 ay önce piyasada bu ayarda bir sürü adam varken neden almadınız...

3- Son olarak bu takımın kenar yönetimine baktığımda bir sürü takım elbiseli insan görüyorum, bu adamların hepsi orada ne iş yapıyor cidden merak ediyorum. Yani dışarıdan bakıldığında bu kadar ciddi bir organizasyon varmış gibi gözükürken şu yukrıda saydığım basit hataları bile, çözemeyen bir ekipten başka bir şey görmüyorum ben. Ha bir de geçen sezon sahaya giren başka takım seyircisiymiş gibi düşünüp, bu sene sahaya giren GS seyircisi için " ben bunca yıldır yöneticiyim, hayatımda ilk kez görüyorum sahaya girildğini " diyenlerde var o ekipte. Ya da her sonucu eksikler sakatlara vs. ile bağlayanda.

Bir sözümüde oyunculara olsun. 3 senedir favori olmadığınız ve kaybedeceğiniz kesin olan her maçta, rakipten gelen ilk dirence teslim olup maçı bırakıyorsunuz. Bu sene artık iyice abarttınız olayı, Buradaki ilk Barcelona maçında daha ilk molada bitik haldeydiniz. Bench arkasında size, biraz inanın şu maça yahu gözünüzden belli kaybettiğiniz dediğimizde, dönüp boş boş bakıyordunuz bize. Biraz ilk Siena maçında direnç gösterir gibi oldunuz ama, dünkü oyunu anlatmaya kelime yok yani. Sorunun ne olduğunu hepimiz biliyoruz ama bu sizin sahada mücadele etmemenize sebep değildir. Taraftar yarın öbür gün salonu doldurup; " o forma kutsaldır , nasip olmaz herkese" diye bağırırsa kendinizi savunacak yeriniz yok bilesiniz.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...