Şurada Marsel'in elendiği maça değinmiştim. Sonra VATAN gazetesinde Türk seyircilerin olay çıkardığı hata 35 tanesinin dışarı çıkartıldığı, hatta meşale yakıp Şili'li seyircilere attığı yazıldı. Heeeh dedim bir bu eksikti. Sonra biraz daha araştırdım, Passing-Shot ( ki severek takip ettiğim bir tenis blogu) bu konuya açıklama getirmiş aynen aktarıyorum linkini burada mutlaka okuyun.
Hatta meşaleyi Şili'li taraftarların maç bitiminde yaktığı bir görüntü de var onu da servis edelim.
Tüm bunların üstüne Vatan gazetesinden bir allahın kulu da çıkıp , özür dileriz haberi yanlış yaptık, haberi yapan elemanımızın İngilizce bilgisi yetersiz kalmış, okuduklarını yanlış çevirmiş demesini beklerdim. Ama dememişler nedense. Bugün de Marsel'in antrenörü Can Üner Milliyet'e açıklamalar da bulunmuş. " Sadece birkaç Şilili tribünde sis bombası yaktı. Bu kişiler hemen güvenlik güçlerinin eskortunda dışarı çıkartıldı. Taraftarlarımızın, Şililere meşale attıkları kesinlikle doğru değil. Marsel ile Fernando Gonzalez arasında da hiçbir olumsuz olay yaşanmadı. Taraftarlarımız bir olay çıkarmadı”...
Olaya Fernando Gonzales'in maç sonu verdiği röportajda söylediği bir cümle ile nokta koyuyorum. Bu cümlenin ardından şu malum gazetedeki Eren Bozkurt isimli arkadaşımıza da, ev ödevi olarak Davis Cup nedir, nasıl bir taraftar ortamında oynanır konusunu veriyorum.
(Gonzalez said he enjoyed playing in front of the strong Chilean and Turkish crowd.
“It was really fun, like a Davis Cup atmosphere,” he said.)
Ayrıca olayı açıklığa kavuşturan Passing-Shot'a da sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum, yani bir Türk tenisçisi Grand Slam'de ikinci tura kadar çıkıyor ama biz nlerle uğraşıyoruz burada...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder