21 Mayıs 2012 Pazartesi

Basketbolun Peri Masalları ve Ustalara Saygı Kuşağı



Euroleague sezonunu şampiyon tamamlayan Olympiakos ve Ivkovic'e saygı sonsuz. Peri Masalı nasıl başladı nasıl bitti hikayesi anlatacak değilim. Ama birazcık vaktinizi alırım ona da burun kıvırmayın artık. 






Aslında tıpkı şu an olduğu gibi bu sene başında da acaba yatırım yapacaklar mı vs. soruları dolanırken Olympiacos eldekilerle ne yaparız sorusunun cevabını arıyordu. Jamon Gordon muhtemelen Galatasaray'da çok mutludur, ama final maçını izledikten sonra keşke kalsaydım Olmypiacos'ta demiştir belki. Ivkovic'in muhteşemliği, überliği üzerine yorum yapmaya gerek duymuyorum. Printezis, Papanikolau ve Sloukas gibi isimlerden maksimum katkı alan bir hoca. Tabi  Keselj gibi bütün sezonu performans olarak yan gelip yatarak geçiren ( sahi Olympiacos yan gelip yatma yeri mi değil mi onu da bir bilene sormak lazım ) bir adamın en kritik üç sayıyı sokması, Sloukas'ın orta saha gerisinden üçlük sokarak GS maçını uzatmaya götürmesi gibi mucizelerin de Olympiacos ile olduğunu söylemeye gerek yok. Hatta yazının sonunda değineceğimiz Ramūnas Šiškauskas'ın iki serbest atış kaçırması bile mucize bence. Sonuç olarak mucizeler yan gelip yatanlara değil çalışanlara yardım eder önermesinden yola çıkarsak, Olympiacos için rüya sezon oldu demek doğru olacaktır. Rüyanın sonunu en iyi hale getirmek için ilk adımı da bugün final serisinin ilk maçında PAO'yu 84-78 yenerek gerçekleştirdiler. Yalnız bu noktada tarafsızlığı bırakıp her zaman destekçi olduğum PAO'nun lig şampiyonluğunu istediğimi belirtmeden geçemem. 




Bir diğer peri masalı ise halen devam ediyor üstelik yanı başımızda. Deron Williams gittiğinde bitti bunlar yeaaa denilen Beşiktaş, yabancılarından maksimum ( Adam Morrison'dan bile maksimum aldılar saygı duyarım ) yerlilerinden maksimum ötesi faydalanarak BBL finaline çok yakın durumda. Arada kazandıkları bir Euro Challenge kupası var tabi. Kupanın iyisi kötüsü olmaz Euro Cup için hazırlanan bir takımın Challenge kazanması çok da sürpriz değildi zaten ama kocaaaa basketbol memleketi Türkiye, Avrupa'nın en değerli 3. ligi olan Türkiye'ye 96'daki Koraç'tan beri gelen ilk kupa olması önemliydi. Kendisini sevmesem de Ergin Ataman'ın bu seneki performansına şapka çıkartıyorum, sezonun flaş ekibi Galatasaray karşısında da çok iyi işler yapıyor. Beşiktaş'ın bu yürüyüşü kupa ile taçlanır mı bilmem ama elenen takıma yazık olacağı kesin. 




Gelelim üzücü kısıma. Bugün iki yıldız basketbol kariyerlerine nokta koydu. Ramūnas Šiškauskas ve Damir Mulaomerovic. Damir'in nokta koyması beni daha çok üzdü. Zira delicesine basketbol oynadığım ve izlediğim  yıllardaki idollerimden biriydi. Her Cibona Zagreb maçında " ulan bu sefer yeneceğiz " diye ekran başına geçtiğimde beni hayal kırıklığına uğratan yegane isimdi. Hırvat basketbolunun yetiştirdiği en komple sporculardan biriydi. Bu yaşa kadar oynaması mucize diyeceğim de TUZLA'nın havasından mıdır suyundan mıdır neresindendir bilemiyorum oradan çıkanlar 40'a merdiven dayamadan basketbolu bırakmıyor ( bkz: Damir Mrsic ). 




Šiškauskas ise beni şok edenlerden biri oldu, bir çok insan onu belki de bu sene finalde kaçırdığı son 2 serbest atışla hatırlayacak. Ancak Šiškauskas isminin yanında MVP'ler EL şampiyonlukları olimpiyat madalyaları durmaktadır. Ben kendisini izlemeye doyamadım erken de bıraktığını düşünüyorum ama yapacak bir şey yok. Ustalara Saygı kuşağında Šiškauskas ve Damir'in yeri ayrı olacaktır her daim. 

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...