1 Haziran 2009 Pazartesi

Takım Olmak ya da Olmamak


Herşeyden önce Green’e teşekkür ederek başlamak istiyorum, her ne kadar sezon içerisinde en çok eleştirdiğimiz oyuncu olsa da, bugün El Amin’i savunurken resmen destan yazdı ve sahadan sildi El Amin’i. Maçın kahramanlarından birisi olduğu için teşekkürü hakediyor. Demek ki Green boyuna uygun biri olduğu zaman karşısında inanılmaz bir savunmacı olabiliyormuş, tek sorun onun boyuna uygun çok fazla guard olmaması…

Gelelim ikinci kahraman Devin Smith’e. O da sezon başından bu yana eleştirdiğimiz, bir türlü istediğimiz katkıyı vermeyen bir oyuncuydu. Ancak özellikle play off serisi ile birlikte inanılmaz bir çıkış gösterdi. Hem savunma da, hem de hücumda takıma inanılmaz katkı veriyor (her ne kadar kenarda unutulsa da ).

Maçın geneline bakarsak baştan sona Fenerbahçe Ülker’in önde götürdüğü bir mücadele oldu, bir ara direksiyonu Türk Telekom’a kaptırsa da Fenerbahçe Ülker bariz kalite farkı ve tecrübesiyle maça ağırlığını koymasını bildi ve momentumu tekrar ele geçirerek maçı iyi bitirdi. Bu maçı kazanmak çok önemliydi, zira Efes Pilsen pek de zorlanmadan 3-0 geçtiği için seriyi, kaybedilecek bir maç ekstra bir yorgunluk olarak dönecekti Fenerbahçe Ülker’e. Fakat Efes’in sahip olamadığı ama Fenerbahçe’nin sahip olduğu bir avantajı da var bu serinin. Fenerbahçe Ülker cidden zaman zaman Euroleague seviyesine çıkan mücadeleler sayesinde final serisine Efes Pilsen’den biraz daha hazır giriyor gibi. Zira Efes’in elediği Darüşşafaka ve GS Cafe Crown, kendisinden hayli düşük seviyede kalan takımlardı ve açıkçası Türk Telekom’un Fenerbahçe Ülker’i zorladığı gibi zorlayamadılar Efes Pilsen’i…

Fenerbahçe Ülker’i sezon içi performansı ile eleştirebiliriz, ancak bizlere bir kez daha ispat ediyorlar play off takımı olduklarını. Tabi bu yükselişte Solomon’un geri dönüşünün pay da büyük, ancak benim dikkatimi esas çeken olay Oğuz Savaş ve Emir Preldzic’in oyunundaki inanılmaz gelişim. Sezon başından bu yana bu iki genç oyuncu kendilerini çok geliştirdiler, özellikle bugün Oğuz Savaş 2. periyotta tek başına sırtladı takımı adeta. Preldzic gün geçtikçe en kritik anlarda eli titremeden potaya şutu yollayabilen bir oyuncu olmaya başladı. Ayrıca saha görüşü ve penetre yeteneğini de gün geçtikçe ilerletiyor. Eğer final serisinde tam olarak iyileşmiş bir Ömer Onan’da dönerse bu takıma, şampiyonluk için Fenerbahçe Ülker’in şu anki form düzeyi ile Efes Pilsen’in bir adım önünde olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz.

Dün gece izlediğim Orlando - Cleveland maçı vu bu akşam oynanan Fenerbahçe Ülker - Türk Telekom maçı , bizlere takım olmak ile olmamak arasındaki farkı çok net gösterdi. Çok yetenekli bir ya da daha fazla oyuncunuz olabilir ama takım kurgusu içerisinde oynayamadıktan sonra bu yetenek birşey ifade etmez.

Sonuç olarak bir final klasiği daha başlıyor BBL’de. Bu sefer Efes daha güçlü, o yüzden çok zevkli maçlar basketbolseverleri bekliyor.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...