11 Mart 2013 Pazartesi

Futbol'a Bakılmadığı Zaman Görülen Güzellikler


Memleketin spor kamuoyu denen güruhu, futbol ile yatıp kalktığı için geçtiğimiz haftalar da farklı branşlarda gelen başarılardan bir haber ya da çeyreğin çeyreği sütunda yer alacak şekilde yer aldı her zaman ki gibi. şurada yazdıklarımı okuyan kişi sayısı 100'ü ya geçer ya geçmez olsun ben yazmaya devam ederim.



Benim için olabilecek en büyük başarıdan başlayayım mesela. Nevin Yanıt Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası'nda Türkiye Rekoru kırarak şampiyon oldu. 7.89 yeni Türkiye rekoru, bir önceki rekor da 7.94 ile kendisine aitti. Bir görev sebebiyle havalimanındaydım, şansıma Nevin'in geldiği saate denk geldim. Çok fotoğraf çekilme meraklısı bir insan değilim ama hayran olduğum sporcuyla fotoğraf çekilebilme fırsatını yakaladığım için çok mutluyum. Yine aynı şampiyona da İlham Tanui Özbilen ise Mehdi Benabbat'ın sadece 0.05 saniye arkasında gümüş madalya ile yetinmek zorunda kaldı. İki adım daha hızlı olsa altın olacaktı ancak yaptığı 3.37.17 derece kendisi için sezonun en iyisiydi. Hatırlatalım İlham Dünya Salon Atletizm Şampiyonası'nda da gümüş kazanmıştı.

Sonra hafta içine döndük önce CEV CUP finalinde geçen yılın Avrupa Şampiyonu olan Fenerbahçe'yi izledik. İlk maçı 3-2 kaybeden Fenerbahçe aynı skorla ikinci maçı da kaybedip kupayı Muzsyna'ya kaptırdı. Ancak final oynuyor olabilmek üstelik bu seneki sıkıntılara ve yetersizliklere rağmen büyük başarı.


Bu hafta sonu ise Galatasaray DAIKIN ev sahibi olarak Vakıfbank'ın da Eczacıbaşı'nı eleyerek katıldığı Dörtlü Final vardı Şampiyonlar Ligi'nde. Vakıfbank Avrupa'nın en formda takımı ve favorisiydi. Kupayı kazanırken çok zorlanmadılar. Galatasaray ise Yamamay'ı yenerek kulüp tarihinin en büyük başarısını elde etmek üzereydi ancak tie-break setinde takıldılar. Hoş Final Four oynamak da şu an için kulüp tarihinin en büyük başarısı. Hemen hatırlatalım Avrupa Şampiyonlar Ligi'ni üç senedir Türk takımları kazanıyor. Vakıfbank, Fenerbahçe ve yeniden Vakıfbank. Şunu futbol da yapmış olsak ülkede yer yerinden oynardı.

Kayseri Kaski geçen yıl Kursk'a kaybetmişti Eurocup finalini. Bu sene yeniden bir Rus temsilcisi olan Dinamo Moskova ile oynuyor gene finalde. İlk maçı 66-61 kaybetti temsilcimiz ancak çok büyük bir handikap değil. Ben KASKİ'nin kupayı kazanacağına inaniyorum.

Birazcık kafayı futbol'dan kaldırdığımız da neler çıkıyor ortaya. Tamam futbol bu ülkenin en önemli sporu ama 2020'de olimpiyat düzenlemeye hazırlanan bir ülke için şu başarıların önemi büyük. Büyük resime bakmakta odaklanmakta fayda var. Türkiye büyüyor ve değişiyor ve 10 sene içinde en büyük başarıları, futbol dışındaki her branştan almaya başlayan bir ülke olma yolunda ilerliyor.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...