28 Şubat 2014 Cuma

#basketbolsuzluk


Bir süre önce ligde yer alan kulüplerin yöneticilerinin Federasyona mevcut yabancı oyuncu kuralı ile ilgili yaptığı itirazlar, basketbol çevrelerinde yeni bir tartışmayı başlattı. Oyuncu Birliği başta olmak üzere özellikle sosyal medyada bir kısım yerli oyuncular " #basketbolsuzluk " etiketi ile bu duruma olan tepkilerini dile getirdiler. 


Oyuncuların başlattığı bu etikete tıkladığımızda çok ilginç yorumlar çıkıyor karşımıza. Öncelikle anlıyoruz ki sadece kulüp yöneticileri değil, basketbol taraftarları da yabancı oyuncu sınırlamasından oldukça rahatsız. Özellikle twitter kullanıcıları tarafından oyunculara çok ciddi eleştiriler getirilmiş durumda.






Emre Bayav 1987 doğumlu bir basketbolcu. İTÜ altyapısında yetiştikten sonra temel basketbol yeteneklerini daha da geliştirmek için Kızılyıldız takımına transfer oldu. O dönem için uzun sıkıntısı çeken Türk Basketbolunun gelecekteki üst seviye oyuncularından biri olması bekleniyordu. Bir türlü o istenen patlamayı gerçekleştiremeyen Emre Bayav Royal Halı Gaziantep takımıyla başladığı sezona, ara transferin son gününde geçtiği 2. ligin iddialı temsilcisi Darüşşafaka Doğuş takımında devam ediyor. Basketbol oyuncuları arasında #basketbolsuzluk olayına en çok sahip çıkanlardan biri.



Emre Bayav'ın yazdıklarından örnekler yukarıda. Orhun Kitabelerinden LED tabelalara uzanan bir yelpazede eleştiriyor yabancı oyuncu hayranlığını ve kuralda yapılmak istenen değişkilikleri. Twitter insanı 5 saniye içerisinde tüketebilen bir mecra. Emre Bayav'ın bu sözlerine karşılık basketbol sevenlerin tepkisi de çok gecikmiyor zaten. 


Konuya basketbolcular ne istiyor , taraftar ne istiyor ve kulüp yönetimleri ne istiyor ekseninden bakmakta fayda var. Önceliği sahada işin "EMEK" tarafını yapan basketbolculara ayırmak lazım. 

BASKETBOLCULAR NE İSTİYOR ? 

Basketbolcular yabancı oyuncu sınırlamasının kaldırılmasının, yerli oyuncuların önünü keseceğini düşünüyor. Ayrıca bir kısmı yabancı oyunculara çok uçuk rakamlar ödendiğini, yerli oyuncuların 2. sınıf oyuncu muamelesi gördüğünü belirtiyor. Basketbolcular Derneği 2011'de kurulmasına rağmen çok fazla sesi çıkan bir kurum değil. Bu konuda onların öncülüğünde başlayan bir tepki söz konusu olsa da tam anlamıyla birlik olunduğunu söylemek mümkün değil. Dernek Başkanı Kerem Tunçeri bir basın açıklaması yayınlayacaklarını söylemişti ancak halen bir şey yayınlanmadı. Basketbolcuların kendi aralarında birlik olup tek bir ses verebilmeleri süreçte onların lehine olacaktır elbette ancak şu an bu birliktelikten oldukça uzakta olduklarını söylemek yanlış değil. 

KULÜP YÖNETİMLERİ NE İSTİYOR ? 



Kulüp Yönetimleri ne istiyor sorusunun cevabı aslında çok basit. Her kulüp başarılı olmak, oyuncularına ödediği paranın karşılığını almak ister. Normal şartlarda kulübün kar elde etmesi ya da elindeki bütçe ile başarı yakalaması gibi maddeleri de ele almamız gerekir ancak Türkiye şartlarında bu çok mümkün değil. En basit örnekle ülkenin Euroleague temsilcisi olan üç takımın içerisinde sadece Fenerbahçe Ülker salon geliri elde edebiliyor. Fenerbahçe Ülker'in kendi bütçesini düşündüğümüz zaman ise bu gelirin çok da büyük olmadığı gerçeğini göz önüne almamız gerekiyor. Anadolu kulüpleri seyirci anlamında belki daha dolu salonlara oynuyorlar ama oralardan elde edilen gelirler takım bütçesine katkı vermenin çok uzağında. Bu yüzden kulüpler oyuncu seçerken haliyle olabilecek minimum maliyetle maksimum katkıyı alabileceklerini düşündükleri oyunculara yöneliyorlar. Kulüplerin en büyük isyanı ise yabancı sınırlaması nedeniyle yerli oyunculara değerinin üzerinde ücret ödemek zorunda kalmaları. Ortalama bir yerli oyuncudan çok daha fazla katkı verebilecek yabancıyı daha ucuz maliyetle alabilme şansları var. Kulüp yönetimlerinin TBF'den bu şansın önünü açmalarını istemelerinden daha doğal bir şey olamaz. Gelin bunu çok daha anlaşılır ve basit bir örnekle açıklayalım. 

Avrupa'nın En Çok Kazanan Türk Basketbolcusu 
Fransızların ünlü dergisi BASKET HEBDO geçtiğimiz günlerde Avrupa'nın en çok kazanan basketbolcularını açıkladı.( Şuradan haberin Türkçe versiyonuna ulaşabilirsiniz.) İki kahramanımız var. Biri Türk Basketbolunun yetiştirdiği NBA seviyesine kadar yükselebilmiş Semih Erden, diğeri ise tartışmasız Avrupa Basketbolunun gelmiş geçmiş en iyi oyun kurucularından biri olan Dimitris Diamantidis. 

Semih Erden sezonun genelinde 7 sayı 4,7 rebound ve Index Değeri 8,5 olarak oynuyor. Şüphesiz Semih'e çok ciddi bir ücret ödeyen Anadolu Efes kulübü bu istatistiklerden çok daha fazlasını bekliyor kendisinden. Ya da en azından aşağıdaki videoda izleyeceğiniz pozisyonda rakibinin maç topu için tip yapmasını engellemesini bekliyorlar. Şimdi Anadolu Efes kulübü Semih'in yaptıklarından daha fazlasını Semih'in aldığı ücretin 1/3'üne yapabilecek bir oyuncu bulduğu zaman Türk Basketbolcusunun gelişimini mi engellemiş oluyor, yoksa kulüp çıkarlarını mı korumuş oluyor ? Bu sorunun cevabı bir çok problemin de çözümü aynı zamanda. 


Diğer kahramanımız ise Dimitris Diamantidis. Yıllardır Panathinaikos forması ile başarıdan başarıya koşan bu oyuncu bu sene de kendi ortalamalarında bir performans sergiliyor. 9,3 sayı 7,2 asist ve maç başına 1,7 top çalma ile 14.4 Index değerine sahip şu anda. BASKET HEBDO'ya göre Diamantidis ve Semih aynı ücreti alıyor. ( 1,85 milyon € / yıl ). Yunanistan kaynaklı olarak bildiğimiz ise Diamantidis'in kriz sebebiyle FEDA diyerek ücretini 1,5 milyon € olarak güncellediği şeklinde. Neredeyse aynı parayı kazanan iki farklı kulübün, iki farklı oyuncusu ve bu oyuncuların oyun sahasına etkileri bu şekilde.



TARAFTAR NE İSTİYOR ?



Taraftar boyutuna geldiğimizde isteklerini anlamak çok da zor değil. Taraftar tuttuğu takımın her maçını kazanıp başarılı olmasını ister. Oyuna giren her oyuncusunun skor üretmesini, asist yapmasını, iyi savunma yapmasını ister. Taraftarın yerli oyunculara bakışı bu noktada biraz farklı. Bazı yerli oyuncular taraftarın gözünde özel. Ömer Onan ya da Kerem Gönlüm performanslarıyla her daim sahada takdir edilen isimler. Taraftar bu isimleri diğerlerine örnek gösterebiliyor. Fenerbahçe taraftarı ise biraz daha şanslı bu sene. Sahaya baktıkları zaman alttan gümbür gümbür gelen Metecan, Kenan, Berk gibi genç isimleri izleyebiliyorlar. Fenerbahçe Ülker'in kadrosunda Emir'de dahil 7 yabancı oyuncu var . ( Sekulic ve Jackson yeni katıldığı için saymıyorum onları) 7 yabancı ile oynayan Fenerbahçe Ülker, Euroleague'in en başarılı takımı olan Barcelona maçında ilk beşe Kenan ve Melih'i koyarak başlayıp maç içinde de Metecan Birsen'e süre verebiliyor.Mevcut yabancı sınırını son noktasına kadar kullana bir kulüpten örnek bu.Aslında ligde yer alan bütün takımların kadrolarına 6-8 yabancı katacak bütçesi zaten yok. Bu açıdan baktığınızda da yerli oyuncular için ciddi bir talep havuzu oluşacağını görmek mümkün.Burada aslında irdelenmesi gereken en önemli konu yabancı sınırı uygulayan ve uygulamayan ülkelerin basketboldaki başarı oranlarıdır. 

DİĞER ÜLKELERDE EMSAL UYGULAMALAR NASIL ?

Aşağıda 23 Şubat Pazar günü yayınlanan Spor Pazarı programından alınmış bir görüntü var. Diğer ülkelerdeki yabancı sınırı hakkında yeterli bilgi içeriyor. Hemen hatırlatalım bizim ülkemizde AB ya da Avrupa'lı oyuncular da yabancı sayılıyor. Avrupa sınırları içerisinde bu yok. Misal İspanya kıta dışı oyuncu sınırını 2 koymuş olsa da siz kadronuza 3 Sırp, 2 Fransız, 2 Yunan oyuncu katabiliyorsunuz.



Bu tabloyu görünce aklımıza oyuncuların sıkça söylediği, "milli takımda başarı için yerli oyuncu öncelik olmalıdır bu yüzden yabancı sayısı sınırlandırılmalıdır" savı geliyor. Avrupa Şampiyonası, Dünya Şampiyonası ve Olimpiyat gibi büyük turnuvalarda yukarıdaki tabloda yer alan takımların neredeyse hepsiyle karşılaştı Türkiye. İstisnai şampiyonalar hariç (2001 Eurobasket, 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası ) yukarıdaki tabloda yer alıp da, bu turnuvalarda Türk milli takımını geride bırakamayan tek ülke Belçika. Sırf bu bilgi dahi yabancı sınırlaması ile başarı arasında doğrudan bir korelasyon olduğunu ispat etmenin zorluğunu ortaya koyuyor. Yabancı sınırlaması uygulamayan ülkelerin büyük kısmı aynı zamanda genç oyuncu da yetiştiriyor. Özellikle Sırbistan ve Fransa bir çok potansiyelli genç isimlere sahipler.


Bu noktada 2013 yılında Avrupa Şampiyonu olan Genç Milli Takım geliyor akıllara. O kadroda yer alan oyunculardan ve turnuvanın da En Değerli Oyuncusu seçilen Kenan Sipahi, turnuva sonrası Fenerbahçe Ülker'e transfer oldu. Euroleague maçlarında aldığı süre ortalama 12 dakika. Finalde rakibimiz olan Hırvatistan'ın süper starı Dario Şariç ise Cibona Zagreb ile Eurocup arenasında boy gösteriyor. 33 dakika ortalaması olan oyuncunun sayı ortalaması da yaklaşık 13. Bu isimler her iki takımın da en iyi oyuncuları olduğu ve FM oyunu tabiriyle " Wonderkid " oldukları için bu gelişimleri normal. Şampiyon takımda çok ciddi katkı veren ve gelecekte çok şey beklenilen isimlerden biri olan Emircan Koşut ise Anadolu Efes  A takımında süre bulamıyor. Yine ilerisi için büyük umutlarımızın olduğu Cedi Osman ise, Aggelou'nun gelmesiyle süre bulmaya başladı ve dün akşam Barcelona'ya karşı Efes'in yaptığı geri dönüşün ateşleyicisi oldu. Turnuvada Kenan'ın en büyük yardımcılarından biri olan Kartal Özmızrak Ataman döneminde daha çok şans bulurken, bu kadar iyi girdiği sezonda süre takımında şans bulamıyor maalesef. Metecan Birsen ise pozisyonunda Preldzic, Kleiza, Bjelica gibi isimler olmasına rağmen Euroleauge'de 5,5 dakika ortalaması bulabilmiş durumda. Yine Berk Uğurlu A takım kadrosunda yer aldığı maçlarda zaman zaman süre bulup her oynadığında sahada olumlu işler yaparak hocasından övgü alıyor.

Bütün bunları Fenerbahçe Ülker'in reklamını yapmak için yazmadık elbette. Amacımız Obradovic ile diğer hocalar arasındaki bakış açısına dikkat çekmek. Yerli oyuncular bu konuya nasıl açıklama getirir bilemem, ancak görünen o ki 18 yaşındaki Kenan Sipahi Euroleague'de 12 dakika süre alabiliyorsa, 37 yaşındaki Kerem Gönlüm halen daha takımın en çok savaşan ve bu yüzden vazgeçilmez oyuncusu ise  #basketbolsuzluk demek çok da mantıklı olmuyor. Keşke çok genç yaşlarda Sırbistan'a kadar gidip bu işin mutfağını gören oyuncularımız, hocalarımız oradaki gençlerin çalışma azmini ve hırsını da kapıp gelseler ve buradaki genç yeteneklere bunu öğretseler. 

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...