12 Ocak 2013 Cumartesi

SAVAŞIN ÇOCUKLARI


Aslında uzun zamandır aklımdaydı bunu araştırmak, biraz da dış yardım alarak hallettik gibi duruyor. Once Brothers izleyenleriniz varsa Vlade Divac'ın güzel bir sözü var orada 
" Eğer savaş olmasaydı ve ben eski takım arkadaşlarımla birlikte olsaydım 92 Olimpiyat finalinin sonu ne olurdu merak ediyorum". Bu yazıda da olan ile ölene çare olmayacağını bildiğimizden, Yugoslavya'nın dağılması kaçınılmaz son ama bu kaçınılmaz son eğer kansız olsaydı ne olurdu sorusuna cevap arayıp kafamızdan bazı seçimleri değiştireceğiz. 



Öncelikle şunu belirtelim Yugoslavya zaten 6 farklı ülkenin bir araya gelmesi ile oluşmuş bir Federal Devletti. Bağımsızlığını ilk ilan edenler Hırvatistan ve Slovenya oldu, Her neyse konumuz bu değil zaten. Bugün Avrupa'nın önde gelen Yugoslav kökenli oyuncuların bir kısmı eski yugoslavya döneminde farklı ülkelerde doğmuş durumdalar. Hatta bunun bir değişik versiyonu da savaşta Bosna'dan kaçıp yabancı ülkelere yerleşen orada doğan ya da büyüyen sporcular. Hemen aklıma gelen iki örnek Damir Markota ve Asmir Begovic. 

Benim önceliğim Bosna doğumlu olup diğer ülkeleri seçen oyuncular ile alakalı olacak zira bu 6 devlet içerisinde etnik yapı olarak en büyük sorun Bosna'da var ve halen devam etmekte bu sorun. Bosna Hersek Federasyonu günümüzde de Hırvat Sırp ve Boşnak'ların bir arada yaşadığı bir ülke zaten. Doğal olarak burada doğan Sırp ya da Hırvat kökenli sporcuların bir çoğu asıl ülkelerinin milli takımını seçiyorlar. İşin siyasi ve etnik boyutu apayrı çünkü savaş birbirlerine komşuluk yapan insanları bile düşman etti, savaş olmadan bir ayrılık yaşansaydı belki bu isimlerin bir kaçı doğup büyüdükleri yer olan Bosna için oynamayı seçebilirdi. 

Mostar savaşın simgelerinden olan bir şehir, köprünün yıkılış anı hala dün gibi gözümde. Mostar etnik açıdan ikiye bölünüyor Boşnaklar ve Hırvatlar olarak. Mostar aynı zamanda bir basketbolcu fabrikası da sayılır aslında. sadece isimleri sayıyorum karar sizin. Zoran Planinic, Darko Planinic, Stanko Barac, Bojan Bogdanovic, Boris Barac (stanko'nun kardeşi). Bunlar en üst seviye olan oyuncular bir de biraz daha alt seviyede kalmış olan oyuncularda var ,Josip Sesar gibi eski tüfekleri de sayarsak şu ana kadar Mostar'da doğup Hırvatistan milli takımı forması giymeyi seçen 22 isim var. Sadece bir istisna Slaven Cupkovic Sırbistan'ı seçmiş durumda ama o da düşük profilli bir oyuncu zaten. Bir dönem Galatasaray forması da giyen Boris Savovic'de Trebinje'de doğmuş bir isim . Ama o da Karadağ milli takımını seçti, bu arada eğer olur da Mirotic Karadağ milli takımı derse , Karadağ önümüzdeki 10 senenin üst seviye takımlarından biri olabilir. 

Sarajevo'ya baktığımızda oradan çok kaçan yok gibi gözüküyor. Basketbolseverlerin Türk Telekom ve Olimpija'dan tanıdığı Alexander Capin Sarajevo'da doğup Slovenya adına oynamayı seçen bir  isim. Gene yukarıda örneğini verdiğim Damir Markota'da bu kervandan. Aslında Damir'in babası bir Boşnak. Ancak savaş sırasında İsveç'e kaçıyorlar orada basketbolunu ilerlettikten sonra annesinin kızlık soyadı olan Markota'yı alıp Hırvatistan adına oynamaya başlıyor. Damir şu an BJK'nin oyuncusu zaten. Bir diğer şirin kent olan Tuzla'dan çıkan iki büyük isim var cidden. Bunlardan biri Hırvatistan'ı tercih ederken diğeri Türkiye opsiyonu olmasına rağmen savaş sırasında bile Bosna'yı bırakmadı ve onları tercih etti.  Her iki oyuncunun da yolu Türkiye'de kesişti ve bizlere unutulmaz basketbol ziyafetleri verdiler. İkisinin de ismi Damir dersem anlarsınız kim olduklarını. Damir Mulaomerovic ve Damir Mrsic. İşin ilginci Damir Mulaomerovic Bosna milli takımı için oynamayı tercih etse de kariyerinin başında tıfılken henüz yeterli görülmemiş. Bu bizim Kaka'yı antrenmanda denediler beğenmediler hikayesine benziyor ama gerçek. Sonrasında Mulaomerovic'in nerelere geldiğini hepimiz biliyoruz zaten. Damir Mrsic'de kariyerinin tamamına yakınını neredeyse Türkiye'de geçirdi. İstese Türk milli takımını da seçebilirdi ve ona göre düzenlemeler yapılırdı ama o Bosna dedi. Damir Mrsic bu aralar Tuzla'da aynı şekilde Damir Mulaomerovic'de Sloboda Tuzla takımına yardımcı antrenör olarak memleketine geri döndü. Umarım iki isim de Tuzla'dan yetenekli çocukları parlatıp kıta basketboluna armağan ederler. 

Bugün milli takımımızda yer alan Emir Preldzic'de aslen Zenica doğumlu. O da savaş sırası Slovenya'ya kaçanlardan, ilk milli takım deneyimini orada yaşadı sonrasında ise Bosna için oynamak istediğini söyledi. Ancak Slovenler bu işe taş koyunca Türk Milli takımına göz kırptı. EL seviyesinde belki lobimiz çok yok ama Sloven'lerin bu işe taş koymasına imkan yok çünkü karşılarında Türkiye var. Ayrıca Emir için gayet makul bir anlaşma aldıklarına da eminim. 

Bir de yeni jenerasyon gençler var savaş sırasında kaçtıkları ülkede basketbolcu olan vc o ülkelerin milli takımını seçen. Bu çocukların kaçı üst seviye basketbolcu olur bilinmez ama şimdiden ışık veren bir isim var o da Finlandiya'da forma giyen Emir Sulejmanovic. 95 doğumlu oyuncu NIJT CIUTAT DE L'HOSPITALET turnuvasının MVP'si seçilmişti. İlerideki seçimi ne olur bilmiyorum ama şu an Union Olimpija forması giydiği için Slovenya Finlandiya ve Bosna arasında bir seçim yapması aşikar Luka Zepa doğumlu oyuncunun. Şu an NCAA'de Boise State forması giyen Igor Hadziomerovic'de Avustralya milli takımını seçen isimlerden biri. Aslında Bosna için baktığınızda mevcut milli takımda Teletovic, Sinanovic ve finalde NIJT Roma finalinde Fenerbahçe'yi yenen takımın en yeteneklilerinden biri olan Nedim Buza gibi potansiyelli isimler var. yine Djoko Salic gibi gelen bir isim var altta ve daha niceleri de çıkacaktır. 


Aslında isimleri göz önüne aldığınızda mevcut oynayanların içinde 2 tanesi bile Bosna'yı seçmiş olsa Avrupa Basketbolu'nda dengeleri değiştirecek seçimlerden olması mümkündü. Savaş her yönüyle felaket bir şey,şu ufacık araştırmam bile bir koca kıtanın basketbol haritasının nasıl değişebileceğini gösteriyor. Savaş olmasaydı Dream Team belki de 92 olimpiyatlarını kazanamayacaktı.Savaş olmasaydı binlerce masum insan ölmeyecekti. Benzeri örnekler çoğaltılabilir. Yazının hazırlanmasında verdiği bilgilerle destek olan Rüştü Şenyüz'e teşekkür borç bilirim. Umarım Bosna milli takımının güzel günlerini beraber görürürüz basketbolda. 


Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...