28 Mayıs 2011 Cumartesi

5. İçin 1 Engel Kaldı



Bu bir yarı final değerlendirme yazısı olacaktı ama yazacaklarımı muhtemelen taraflı görecek bir sürü insan. Olsun dert değil biz doğru bildiğimizi gördüğümüzü yazalım. 



Öncelikle serinin genelini hatalar belirledi. Şimdi bu satırları okuyan Fenerbahçe harici takımların taraftarları kendi takımlarının da hata yaptığını ama hakemlerin seriyi Fenerbahçe'ye verdiğini söyleyecektir. Tıpkı Bayan  Basket'te diyet ödendiği, Erkek Voleybol'da hakemleri satın aldığımız gibi. Futbol'u zaten Aziz Yıldırım yönetiyor bu ülkede ona laf etmiyorum. Bayan voleybolda da paramız var çok oyuncu aldık, onu da TVF başkanı hallediyor sağolsun. ( onunla ilgilli de yazı yazacağız o ayrı konu )


Hatalar derken serinin genelinde Kerem Tunçeri takımını kötü yönetti, onun yokluğunda Ender'in zaten iyi yönetmesini beklemiyorduk beklediğimiz gibi de oldu. Efes Pilsen uzunları ile Fenerbahçe Ülker üzerine sürekli üstünlük sağlamaya çalıştı, bunu zaman zaman çok da iyi yaptılar. Ancak Fenerbahçe Ülker'in savunması 40 dakika boyunca aynı zaafı göstermiyor, bir yerden sonra toparladıkları anda rakip hücumda kilitlenebiliyor. Dış atış anlamında katkı getiremediği için Efes Pilsen çok zorlandı. Serinin genelinde yaklaşık % 30 gibi bir yüzde ile 3 sayılık hücum eden Efes Pilsen'in, içerden bulduğu sayılara % 50'lik bir dış şut yüzdesi ile destek veren Fenerbahçe Ülker'e elenmesi hiç de sürpriz değil. Fenerbahçe Ülker'in bu yüzdeyi yakalaması da sürpriz değil zira buna hazırlanan, bunu oyun planının  bir parçası yapan takım Fenerbahçe Ülker. Tüm bunların üstüne elinizdeki tek doğru düzgün dış atış silahı olan Rakocevic'in de sakatlığını ekleyin bu fark çok normal. 


BBL'de düdük çalan hakemlerimiz maalesef çok yetersizler. Ben ciddi manada kasıtlı olarak düdük çaldıklarına inanmıyorum, cidden kötüler ve kötü yönetiyorlar. Standartları yok ipin ucunu bir kere kaçırdıkları zaman toplayalım derken iyice batırıyorlar. İlk maçta her pozisyona itiraz eden benchleri sadece uyararak hata ettiler bir noktadan sonra dayanamayan küfür eden Ufuk Sarıca'ya teknik çalındı ama sürekli çizgiyi ihlal eden Spahija'ya çalınmadı. Faule kızıp topu yere vuran Ömer'e teknik çalamadılar, kendilerine küfür eden Kerem Tunçeriye de çalamadılar. Rako ve Ömer'in birbirlerine yaptıkları en temiz savunmada adam başı 2'şer faul vardı onları da hiç çalmadılar. Bunlar ilk maçta bizzat sahanın dibinde gördüğüm şeyler. Dün tv'de izlerken de farklı bir görüntü görmedim, Saras ve Kerem'e (keremdi sanırım yanlışım olabilir) bir de Sinan Güler'e çalınan teknik fauller doğruydu, diğerlerini nasıl çaldıklarını anlamadık zaten. Bu noktada da Spormax'in kulakları çınlasın bir basketbol maçı ancak bu kadar kötü çekilir ve yayınlanırdı. Bu iş nasıl çözülür bilmiyorum ama her seri de her maçta, hakemler oynanan basketbolun ötesine geçmeye başladı bu çok kötü. Dün Tutku'nun boğazına sarılan Lance Williams'ı sahada tutan hakemlerle nasıl bir final serisi yönetmeyi planlıyor TBF merak ediyorum. 


Efes Pilsen takımı için parantez açmak lazım Perasovic ile geçilen facia bir dönemin ardından Ufuk Sarıca'nın gösterdiği performans ayakta alkışlanmalı, eldeki mevcut kadro ile yaptıkları takdire şayan bence. Efes'in Avrupa'yı domine ettiği yıllardaki görüntüsüne dönmesi için ise kulüpte yönetimsel bazda bir devrime ihtiyaç var. Bugün Efes'in o zamanki gittiği yolu takip eden Fenerbahçe Ülker ( ki Aydın Örs etkisi bu ) Altyapı takımlarıyla da tam bir basketbol organizasyonu olduğunu kanıtlıyor, tıpkı Aydın Örs'ün Efes Pilsen'de iken yaptığı gibi. Efes Pilsen yönetiminin de başı sıkışık tabi kanun tasarısı iptal edildi Efes Pilsen mi olacaklar Anadolu Efes mi belli değil, onlar da haklılar. Ama bunların hiç biri Flip Murray gibi birinin transferine sebep olmamalı o ayrı. ( gerçi Fenerbahçe'de de Sean May var ama en azından az da olsa katkı veriyor adam ). Hakemler yardım etti vs. bilmem ne bu işleri geçelim, Fenerbahçe Ülker takımında 4 oyuncu sezonu kapadı. Bunların ikisi sezonun hemen başında, ikisi de ikinci yarının ortalarından itibaren yoklar. Kalan 9 isimden biri Sean May ki takdirini size bırakıyorum, diğerleri de mehteran bölüğünden hallice olan Saras ve Lavrinovic. Yani esasen 6 oyuncunun sırtında Fenerbahçe Ülker ve bu 3 oyuncunun da değişken katkıları var, 3'ü de keskin sirke misali oyuncular. Bu şartlar altında ligin en kritik maçlarında rakiplerini yenip ligi lider bitiren, dün bir ara 16 17 farka kadar maçı çıkartan takım ve bu takım adına sahada mücadele eden oyuncular, basketbolun ruhuna uygun olarak en büyük saygıyı hak ediyorlar. Acaba bu eksiklerin hiç biri olmasa, tam kadro yola devam edilse ortada bu kadar çok konuşulacak rekabeti yüksek maçlar olur muydu ? Bu saygıyı göstermek çok da zor olmasa gerek. 

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...