14 Ağustos 2013 Çarşamba

Efsane'ye Veda




Bloga uzun aradan sonra yazı yazabilmek güzel. Hayatın peşinde sürüklenirken eskisi kadar spor takibi yapamadığımdan yazılar da yok tabi. Twitter'da 140 karakterle dert anlatmak, aklındakini yazmak daha kolay geliyor nedense. Bu uzun aranın ardından yazı yazmamızın bir sebebi var elbet o da yukarıdaki fotoğrafta yer alan kişi. 

Elena Gadzhievna Isinbaeva, 3 Haziran 1982 Volgograd ( ya da Stalingrad) doğumlu Sırıkla Atlamacı. Ertem Şener vari babası Dağıstan'ın bilmem ne köyünden, annesi de bir dükkanda satış temsilcisi şeklinde muhabbete girmeye gerek yok. Isinbaeva çocukluk yaşlarında cimnastik ile ilgilenirken şu an ki hocası olan Yevgeny Trofimov onu 15 yaşında sırıkla atlamaya kaydırıyor. Gerekçe çok basit , vücut yapısının bu alana daha uygun olduğuna karar veriyorlar. Bu karar da yanılmadıklarını görmek için çok beklemelerine gerek kalmıyor zaten. Isinbaeva 16 yaşında Dünya Gençler Şampiyonası'nda 4.00 metre atlıyor. Henüz bir sene önce bu alana geçmiş biri için iyi ama madalyadan 10 cm uzak kalan bir atlayış bu. ertesi yıl Polonya'da düzenlenen gençler şampiyonasında ise bu sefer 4.10 yaparak altın madalyanın sahibi oluyor henüz 17 yaşındayken. Isinbaeva 2000'de Sydney olimpiyatlarında elemeleri geçemiyor. 2000 yılı kadınlar sırıkla atlamanın ilk kez olimpiyatlarda yer aldığı sene. Bu esnada Junior ve Youth yarışlarında madalya koleksiyonunu genişleten Isinbaeva, 21 yaşındayken Gateshead'de ilk dünya rekorunu kırıyor ( 4.82 ) . Kadınlar sırıkla atlama yeni bir branş olduğu için rakibi sadece kendisi oluyor Rus atletin. 21 yaşında başladığı dünya rekorları serisini dün sonlandırdı Isinbaeva. Son bir kez daha ama toplamda (15 dış saha , 13 salon rekoru ) 29. kez rekoru kırmayı başaramadı. 




Isinbaeva'nın hayatında iki önemli erkek var. Biri onu yetiştiren Yevgeny Trofimov diğeri ise Vitaly Petrov. Petrov, Sergey Bubka'nın antrenörüydü. Teknik anlamda dünyanın en iyisi sayılıyor. 2005 yılına kadar Trofimov ile çalışan Elena Isinbaeva , 2005 sezonunun sonunda Vitaly Petrov ile çalışmaya başlıyor. Isinbaeva Petrov ile çalışmaya başladığında 5 metre sınırındayken , o sene 5 metreyi geçen atlayışları başlıyor. 2011'e kadar devam eden bu birliktelik 17 altın madalya , 6 dünya rekoru , 3 şampiyona rekoru ve bir tane de Golden League Jackpot ile sonuçlanıyor. Mart 2011'de Trofimov'a geri dönen Isinbaeva çalışmalara son sürat devam ederken, kariyerinde pek de alışık olmadığı şeyler yaşıyor. Daegu'da üç hakkında da yüksekliği geçmeyerek saf dışı kalmasının ardından , 2012 Londra'da da bronz ile yetiniyor. Tüm bu sıkıntılara zaman zaman eklenen sakatlıkları da eklersek aslında Moskova 2013'e kadar olan son 3,5 4 senesi biraz kabus gibi geçiyor Isinbaeva'nın. Bu akşam Luzhniki Stadyum'unda 40.000 kişi önünde 4.89'u ilk hakkında geçerek kariyerinin başarılı son atlayışını yaptı. Daha sonrasındaki üç hakkında da 5.07 ile rekoru denese de geçemedi. 

Peki biz Isinbaeva için neden efsane diyoruz. Bazı sporlarda birileri çıkar ve o sporu tüm dünyaya tanıtır. Sırıkla atlamanın kadınlarda da olimpik seviyeye kabul edilmesinden sonra Isinbaeva'nın bu alanda olması Dünya Atletizmi için büyük bir lütuf. Ben yaşım gereği çok net olmasa da Sergey Bubka'yı hatırlıyorum. Tek kanallı dönemlerde TRT'den olimpiyat izlerken onun atlayışını heyecanla beklerdik evde. Isinbaeva için de kadınların Sergey Bubka'sı dersek yanlış olmaz. Bir kadın düşünün, dünya üzerinde sadece 8 atletin başarabildiği yıldızlar gençler ve büyükler'de Dünya Şampiyonu olabilme başarısını göstersin. Bir kadın düşünün, 21 yaşında ilk kez kırdığı dünya rekorunun üzerinden geçen 11 senede, 27 kez daha bu rekoru kırmış olsun. Aldığı yılın atleti , yılın sporcusu ödüllerini saymıyorum bile. Dünya Salon Atletizm Şampiyonası'nda Türkiye'de yarıştığı zaman ben iş için şehir dışındaydım ve kaçırmıştım yarışını. Sanırım hayatımda kaçırdığım için en çok üzüldüğüm müsabaka o olmuştur. Bugün eve doğru giderken onun vedasını yakalama derdindeydim adeta. 4.89'u geçişini canlı izleyerek bir nebze de olsa içimi rahatlattım. Kadınlar Atletizm tarihinin gelmiş geçmiş en büyük atletlerinden biri bugün spora veda etti. Tadı damağımızda kalan, zamansız biten bir yemek gibi  desek yalan olmaz. Bence halen daha en az 2 sene üst düzey yarışabilecek durumda ama karar kendisinin. Bize sadece güle güle demek düşüyor bu efsaneye. 

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...