3 Mayıs 2011 Salı

Rüya'nın Sonu mu Başı mı ?



Snooker ile ilgili uzun zaman oldu yazmayalı, şahsi iş yoğunluğumdan da çok takip edemedim son dünya şampiyonasını ama yarı final ve final maçlarının geniş bir bölümüne yetiştim en azından.




Kimilerine göre sürpriz , kimilerine göre is beklenen bir final mücadelesi oldu. Judd Trump ismini yeni duyuyor olabilirsiniz ancak bu 1989 doğumlu genç yetenek ilerde adından çok söz ettirecek buna eminim. Turnuva finaline gelene kadar, Neil Robertson, Martin Gould ve Graeme Dott'u safdışı bırakan Trump, yarı finalde ev sahibi Ding Junhui ile eşleşti. Ding'in hedefi bu oyunlarda finale yükselen ilk Asya'lı oyuncu olmaktı ama Trump " sen bir kenarda dur, ben finale yükselen en genç isim olacağım " dedi kendisine.


Trump'ın kariyerine baktığımızda geldiği nokta tesadüf değil, sonuçta 14 yaşında 21 yaş altı şampiyonasında finale yükselen bir isim. Finale yükselene kadar elediği isimlerle de kendisi hakkındaki fikirleri yanıltmadı. Finaldeki rakibi bir başka master olan John Higgins oldu. Kariyerinde Ding Junhui, Ronnie O'Sullivan ve Neil Robertson gibi isimlere karşı zafer kazanmış olan Trump, Higgins karşısında bunu başaramadı. Şike skandalının ardından kendisine karşı olan sempatim oldukça azalmış olsa da Higgins ne kadar usta bir snooker oyuncusu olduğunu kanıtladı yeniden.


Bu noktada klasik klişe yorumla genç oyuncunun rüyası finalde bitti yorumu yapılabilirdi. Oysa ki gelişen sürece baktığımız da Trump için rüya yeni başlıyor daha.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...